Yaşadığım şehirle ilgiliyimdir. Hemen her yerde bulunmaya ça...
Yaşadığım şehirle ilgiliyimdir. Hemen her yerde bulunmaya çalışır, etrafıma eleştirel bir göz ile bakarım. Bulunmak yetmez, bulunanları da takip etmek gerekir. Bu nedenledir ki, mesela Atilla Sezener, Süleyman Boz, Seval Uysal ve Eren Güneş’in yaptığı “Kent Söyleşileri” gibi programları izlerdim. Çoğu zaman bilgilenirdim ama katılmadığım tespitler ve boş konuşmalarda az değildi. Konulara eleştirel baktığım için; gerek yaşadığım, gerekse dinlediğim konularda muhatabına ulaşmak ve fikir sardetmek, gözlemlediğim bazı sorunları ve çözüm önerilerimi paylaşmak istemişimdir.
Ulusal ve yerel gazetelerin köşelerine ve editörlerine mektup yazmışlığım vardır. Kiminden açık veya üstü kapalı cevap aldım, kimi de mektubunuzu aldım deme zahmetine bile katlanmadı.
Gel zaman, git zaman ben de bir köşe sahibi oldum. Yaklaşık 15 yıldır düşündüklerimi kamuoyuna açık yazıyorum. Yazılarıma olumlu olumsuz eleştiriler tabii ki alıyorum. Kimi zaman şunu da yaz denildiği oluyor, onları da dikkate almaya çalışıyorum. Bugün vatandaşların bana ulaşarak doğrudan şikayetçi olduğu ve çözüm önerisini de kendilerinin sunduğu bazı konulardan bahsedeceğim;
Üniversite hastanesinin şehir merkezindeki binası yıkıldı ve otopark olarak kullanılıyor. Otoparkın kenarından geçen yaya yolu toprak olduğundan kötü duruyormuş. Bu yolun kilit taşı döşenmesi iyi olurmuş. Vatandaş haklı, yarın yağmurlar da başlayınca burası çamur olur.
Vatandaşın sokak düğünlerine itirazı yok, neticede bu durum kültürel olduğu kadar ekonomik sebeplere de dayanıyor. Ama kendileri çalsın kendileri oynasın, bütün mahalleyi düğüne dahil eden ses yüksekliği rahatsız edici oluyor. Aynı durum sokak mevlütleri için de geçerli. Mevlut gibi huşu içinde dinlenmesi gereken bir terennümü yüksek sese boğdurmak nedir ya…
Kervansaray mahallesinin üstünde Büyükşehir Belediyemizin yaptığı güzel bir kent ormanı var. Vatandaş burada yürüyüş yapıp soluklanıyormuş. Çamlık mesire yerinin Bağbaşı Mahallesindeki muadili gibi diyeyim ben size. Ancak zamanla vatandaşın ayağı kesilmiş. Çiftleri uygunsuz vaziyette görmekten ar eder olmuşlar. Hani belediye ve emniyete de bildirimde bulunmuşlar ama dediğine göre emniyet belediyeyi, belediye emniyeti adres göstermiş. Gerçi bu konular bakış açısına göre değişir. Ahlak bekçiliği nerede başlar nerede biter, adaba mugayir davranış nerede başlar nerede biter kişiden kişiye değişir ama ben elçilik görevimi yapmış olayım.
Belediye güzel bir uygulama ile vefat eden vatandaşları ilan ediyor. Böylece tanıdıkların haberi oluyor ve cenaze namazına katılma fırsatı yakalanıyor. Belediye bu ilanı önceleri sabah 08 30 civarında yaparken, şimdilerde 11 00’e almış. Bu saat ile öğle namazı sonrası kılınan cenaze namazı arasında en az ikibuçuk saat var, yani yeterli bir zaman dilimi var ama ne yaparsın elçiye zeval olmaz, eski uygulama daha iyi idi diyor vatandaş. Bu arada vatandaş dersine çalışmış araştırmış, devam ediyor;
Saat 11 00 duyurularında 5-6 vefat bildirilirken, saat 15 00 duyurularında sayı 20-25 e çıkıyormuş. Saat 11-15 00 arasında bu kadar vefat imkansız olduğu gibi, bu vefatların bir kısmı da duyuru öncesi defnedilmiş oluyormuş.
Cenaze hizmetleri vatandaşın belediyelerden en fazla memnuniyet ifade ettiği hizmetlerin başında geliyor. Demek ki güzel hizmetlerin daha güzel olabileceğine dair bir düşünce var. Benden iletmesi…
Prof. Dr. Bülent TOPUZ
Ulusal ve yerel gazetelerin köşelerine ve editörlerine mektup yazmışlığım vardır. Kiminden açık veya üstü kapalı cevap aldım, kimi de mektubunuzu aldım deme zahmetine bile katlanmadı.
Gel zaman, git zaman ben de bir köşe sahibi oldum. Yaklaşık 15 yıldır düşündüklerimi kamuoyuna açık yazıyorum. Yazılarıma olumlu olumsuz eleştiriler tabii ki alıyorum. Kimi zaman şunu da yaz denildiği oluyor, onları da dikkate almaya çalışıyorum. Bugün vatandaşların bana ulaşarak doğrudan şikayetçi olduğu ve çözüm önerisini de kendilerinin sunduğu bazı konulardan bahsedeceğim;
Üniversite hastanesinin şehir merkezindeki binası yıkıldı ve otopark olarak kullanılıyor. Otoparkın kenarından geçen yaya yolu toprak olduğundan kötü duruyormuş. Bu yolun kilit taşı döşenmesi iyi olurmuş. Vatandaş haklı, yarın yağmurlar da başlayınca burası çamur olur.
Vatandaşın sokak düğünlerine itirazı yok, neticede bu durum kültürel olduğu kadar ekonomik sebeplere de dayanıyor. Ama kendileri çalsın kendileri oynasın, bütün mahalleyi düğüne dahil eden ses yüksekliği rahatsız edici oluyor. Aynı durum sokak mevlütleri için de geçerli. Mevlut gibi huşu içinde dinlenmesi gereken bir terennümü yüksek sese boğdurmak nedir ya…
Kervansaray mahallesinin üstünde Büyükşehir Belediyemizin yaptığı güzel bir kent ormanı var. Vatandaş burada yürüyüş yapıp soluklanıyormuş. Çamlık mesire yerinin Bağbaşı Mahallesindeki muadili gibi diyeyim ben size. Ancak zamanla vatandaşın ayağı kesilmiş. Çiftleri uygunsuz vaziyette görmekten ar eder olmuşlar. Hani belediye ve emniyete de bildirimde bulunmuşlar ama dediğine göre emniyet belediyeyi, belediye emniyeti adres göstermiş. Gerçi bu konular bakış açısına göre değişir. Ahlak bekçiliği nerede başlar nerede biter, adaba mugayir davranış nerede başlar nerede biter kişiden kişiye değişir ama ben elçilik görevimi yapmış olayım.
Belediye güzel bir uygulama ile vefat eden vatandaşları ilan ediyor. Böylece tanıdıkların haberi oluyor ve cenaze namazına katılma fırsatı yakalanıyor. Belediye bu ilanı önceleri sabah 08 30 civarında yaparken, şimdilerde 11 00’e almış. Bu saat ile öğle namazı sonrası kılınan cenaze namazı arasında en az ikibuçuk saat var, yani yeterli bir zaman dilimi var ama ne yaparsın elçiye zeval olmaz, eski uygulama daha iyi idi diyor vatandaş. Bu arada vatandaş dersine çalışmış araştırmış, devam ediyor;
Saat 11 00 duyurularında 5-6 vefat bildirilirken, saat 15 00 duyurularında sayı 20-25 e çıkıyormuş. Saat 11-15 00 arasında bu kadar vefat imkansız olduğu gibi, bu vefatların bir kısmı da duyuru öncesi defnedilmiş oluyormuş.
Cenaze hizmetleri vatandaşın belediyelerden en fazla memnuniyet ifade ettiği hizmetlerin başında geliyor. Demek ki güzel hizmetlerin daha güzel olabileceğine dair bir düşünce var. Benden iletmesi…
Prof. Dr. Bülent TOPUZ