Bu Çal’da bişeyler olacak ama kaç vakte kadar bilemedim. Hani eli kulağında diyesim var. Nereden mi biliyorum anlatmaya çalışalım;
Önce dört şarap üreticisi bir araya gelerek ve Urla Bağ Yolu’ndan esinlenerek isimlendirdikleri Çal Bağ Yolu konseptinin içini doldurmaya çalıştılar. Bu girişim GEKA, Denizli Sanayi Odası Çal Kaymakamlığı, belediye başkanları gibi etkin ve yetkin yerel kurumlardan destek aldı, hem de Türkiye kamuoyunda bir merak uyandırdı. Bu merakı, beni bilgilenme amaçlı arayanlardan ve il dışından kimi grupların gezmek için gelmelerinden anlıyoruz. Şuracıkta bu girişimin bileşenleri Erdel Şarapçılık Hüseyin Kuzu, Küp Şarapları Asım Altıntaş, Lairbenoz Şarapçılık Prof Hürriyet Yılmaz, Kuzubağ Şarapçılık Salih Kuzu’ya teşekkür ederiz.
Sonra bu yerel ötesi girişimden etkilenen önceki kaymakam Mert Çanga’nın gayretleri ile sıradışı bir festival yaşadık. Bir arp sanatçısı ve bir dansçı eşliğinde Apollon Lairbenoz Tapınağı’ndaki gösteriye rağbet yere göğe sığmadı.
Şimdi de Çal bağ bozumunda üç gün boyunca yörenin tarihi kültürel doğal güzelliklerini, tarım turizm eğitim sorunlarını ve potansiyellerini konunun uzmanları ile ele alan bir sempozyum düşünülüyor. Tam da bu noktada Çal İnsanı farkını ortaya koyuyor ve işte sempozyum işte konular buyrun gelin demek yerine başta muhtarlar ve kamu temsilcileri olmak üzere yörenin insanına bu konu başlıklarına ne dersiniz eksiği fazlasını deyiverin de ilave edelim diye bir toplantı düzenleniyor. Biz de bu toplantıya katıldık, fikirlerimizi söyledik, kayda alındı. Özetle ne denildi;
Şu Menderesin hali hem yürekleri, hem cepleri, hem geleceğimiz yakıyor diyeyim ben size. Millet öfkelendikçe konuşuyor, konuştukça öfkeleniyor. Çal belediye başkanım Ahmet Hakan, hem bu öfkeye ortak oluyor, hem de kapalı sistem damlama sulama ile bu işe çare bulalım, sızlanmak yerine mevcut duruma göre çare arayalım diyerek milleti biraz olsun teskin ediyor. Bu sorunun çözümü için gerekirse hep birlikte Ankara’ya yürüyelim diyerek gayretini de ortaya koyuyor.
Bu arama toplantısının yapıldığı gün tesadüf bu ya Büyük Menderes İnisiyatif Grubu da başkanı ziyarete gelmiş. Bi süredir bu grup ile temas halinde olmaktan sebep onlara katılıyor ve ziyarete birlikte gidiyoruz. Başkanlık makamında ve sonradan ziyaret ettiğimiz Ezel Şarapçılık’ta konu biraz netleşiyor ki suyu talep etmek bakımından bir eylem gerekiyor. Benim teklifim kuruyan kufi çayının içinden Menderesin suyunun tutulduğu Afyon’a doğru yürümek oluyor.
Yöredeki hemen her şarap imalatçısında olduğu gibi, Ezel şarapçılıktaki devasa tankları, yani devasa yatırımları gördükçe insan şaşırıyor. Ee boşuna değil ülkenin şarap üretiminin neredeyse yarısının bu yöreden olması. Çal Bağ Yolu ile birlikte sofralık şaraptan marka şaraba geçilecekti ki, aroma bozulmaya başlamış. Menderesin kurumasıyla vadideki nemin ortadan kalkması, beşbin yılı aşan bağcılığın sonunu getirecek gibi duruyor. Bu topraklarda da bağcılık dışında hiç birşey olmaz. Sandıklı ovasında yüz yıllardır yapılan kuru tarımı sulu tarıma çevirenler, bir başka bölgeyi hiçbir tarım yapılamaz hale getirmek yolunda olduklarının farkındalar mıdır acaba.
Son olarak Sudan Koyun Atlatma Bayramı açılış töreninde Menderesin haline dikkat çekilmesini etkin yetkin çevreler duyar inşallah.
Bir de Denizli Tarım İl Müdürlüğü yapmış olmakla bu konulara çözüm önerileri ile birlikte vakıf olan Baklan Belediye Başkanımız Yusuf Gülsever’in gayretleri var ki, o başlı başına bir yazı konum olacak.
Sözlerimin başına dönecek olursam. Bu Çal’da bişeyler oluyor, olacak, ama sürdürülebilir olacak mı işte ondan şüpheliyim…