Sağlık Bakanlığı “Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası” hakkında bir yönetmelik yayınladı. Yönetmeliğe baktığımızda, daha önceki yönetmeliklerde görmeye alışkın olduğumuz “yönetmelik gerekçesi” göremiyoruz. Bu sebeple bu yönetmeliğin gerekçesi ne olabilir diye düşünmek bize kalıyor. Düşünelim bakalım;

1.      Hekim ve hastane randevusu bulamayan hastaların bir kısmını bu tür kurumlar ile eritmek olabilir

2.      Hekim dışı sağlık meslek mensupları bakanlığa ulaşmak için çok iyi kanallar bulmuş ve bakanlık nezdinde çok iyi kulis yapmış olabilirler.

3.      O kadar çok üniversite açıldı ve mezun verildi ki, bu mezunlara iş bulunamadığına göre kendi işlerini kendileri kursunlar diye düşünülmüş olabilir

4.      Bu hizmetler söz konusu meslek mensupları tarafından zaten kayıt dışı olarak veriliyordu, kayıt altına alan bir düzenleme yapılmış olabilir.

Hangi gerekçe ile olursa olsun burada bir sorun görüyorum. Son maddede belirtmeye çalıştığım gibi hekim dışı sağlık meslek mensupları maalesef zaten bu hizmetleri danışmanlık, cihaz satışı, egzersiz vb isimler altında yaptıkları için, meslek icraları konusunda az çok bilgi sahibiyiz. Lafı uzatmadan söylemek gerekirse hiç de azımsanmayacak bir kısmı kendilerini hekim yerine koyarak çalışıyorlar.

Yasalara göre tanı ve tedavi kelimelerinin geçtiği her yerde bir hekim olması gerekirken, hekim dışı sağlık mensuplarının muayene yaptıklarına, film isteyip, film değerlendirdiklerine, tetkik isteyip, tetkik değerlendirdiklerine şahit oluyoruz. Bu durumları denetlemekle görevli kurumların hızlı ve etkin aksiyon aldıkları söylenemez. Kendi alanımdan örnek vermem gerekirse, işitme kaybını tedavi ettiğini söyleyen bir şarlatanı, Sağlık Müdürlüğüne ve savcılığa delilleri ile birlikte bir yıl önce şikayet etmemize rağmen, hala meslek icrası yapabiliyor. Durum o kadar vahim hale geldi ki, ameliyat gerektiren hastalarımız ameliyatı reddetmeye, ameliyat için şart olan kritik zaman dilimini kaçırmaya başladılar. Kimi hastalar ameliyatı yapan KBB hekimini, madem ki böylesi bir tedavi yöntemi var, siz bizi niye ameliyat ettiniz diye sorguluyorlar.

            Şimdi gelelim yönetmeliğin en tartışmalı kısmına. Madde 16 (4) diyor ki;

Sağlık meslek hizmet birimlerinde aşağıdaki durumlarda sağlık hizmeti sunulamaz:

a) Hekim müdahalesi ve ileri seviye tıbbi donanım gerektiren durumlar.

b) Hayati tehlike arz eden akut ve kronik durumlar.

c) Sistemik enfeksiyon bulgusu gösteren durumlar.

ç) Yaralanma, travma veya anafilaktik reaksiyonlar gibi acil durumlarda ilkyardım dışındaki uygulamalar.

d) Tıbbi teşhis gerektiren işlemler.

e) Sağlık meslek mensubunun, yetki ve donanımı dışında olan her türlü tıbbi müdahale gerektiren durumlar.

İyi de bu durumlara kim karar verecek. Hekimlik işte böyle durumlara karar verebilmek bakımından seçkin öğrencilerin, uzun, upuzun yıllar eğitim aldıkları, stajlar gördükleri bir süreçtir. Muhakeme edebilme, hızlı karar alabilme, inisiyatif kullanabilme ve tüm bunları anatomiden fizyopatolojiye, semptomdan teşhise tam donanımlı ve birikimli bir bilgi eşliğinde yapabilirsiniz.

Yönetmeliğin geri çekilmesi veya esaslı bir revizyona tabi tutulması en büyük temennimizdir. Mesela odyologların çalışma esasları için Türk KBB BBC Derneğine görüş sorulması için hala bir imkan oluşturulabilir.

Hiç olmazsa, bu sağlık meslek mensuplarına giden hastaları, son 10 gün içinde kendisini ilgili meslek mensubuna sevk eden, veya en azından tanı koyan hekimin adının kayıt altına alınması istensin ki, bu hastaların önceden bir hekim tarafından görüldüğünü bilelim. Yoksa hastalar, haddi aşma cüreti olan hekim dışı meslek mensuplarının istismarına açık oldukları gibi, bu yönetmelik bu istismarın koruyucu kalkanı vazifesi görebilecektir.

Yönetmelik; https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2025/03/20250329-1.htm