Hemşerim, müdür yardımcım, PAÜ Öğretim Görevlisi, Ailesinin direği, gönüllerin dostu, bir çalışkanlık verimlilik ve vericilik abidesi, İlknur Akçadağ Akagündüz’ü kaybettik.
Beni aradın, kalp kapağındaki problem nedeniyle ameliyat olacağın cerrahı seçmiş, üniversite ile özel arasında ne yapayım diye sorunca öğrendim bir kalp rahatsızlığının olduğunu. Hiç belli etmediğin gibi biz de sana konduramamış olmalıyız. Kim derdi ki, hayata sadece ve sadece çalışmak için gelmiş gibi, bir gününü bile boş geçirmeyen, oradan oraya koşturan birinin kalbinde sorun olacak. Son altı aydır şikayetlerin belirginleşince ameliyata karar verilmiş. Yattın masaya, çıkamadın yoğun bakımdan. Ardından düşündüm kaldım;
İzmir Buca lisesinde yatılı okuduğum yıllar. Buca otobüsünün arka tarafında seyahat ederken tanıdık bir yüz ile karşılaşmak ne hoş. İzmir Kız lisesinden arkadaşlarınla Buca’ya doğru gezmeye çıkmışın. Ne var ne yok sohbetinin hemen vardığı nokta, sol jargon ve bu jargonun ötekileri üzerinden ilerliyor. Ee işte böyle idi, ne boyumuza, ne pozisyonumuza ne de haddimize bakmaz memleket kurtarırdık biz, o zamanın gençliğe çeyrek kala çocukları.
İzmir’den aşağı yukarı 20 yıl sonra, Pamukkale üniversitesine işletme müdürü olduğum ve üç beş iş bilene ihtiyacım olduğu yıllar. Önceki yönetimin macera dolu işlerine aklın yatmadığı için, belgeleri imzalamaktan imtina ettiğinden kızağa alınmış ve ne yapayım diye düşünür halde iken teklifimi kabul ettin. Birlikte çalışmaya başladığımız süre içerisinde bazı şeyleri ilk defa senden gördüm ve öğrendim.
Hesaplar birkaç lira şaştı diye yeni baştan ele alınmasını anlamsız bulduğumda miktar önemli değil hesabın tutmaması bir yerlerde hata olduğunu gösterir, onu bulup ortaya çıkarmazsak hata tekrarlar demiştin.
Yeni elemanlar aldığımızda oryantasyon dedin, o ne demek ilk defa senden öğrendim. Onları bir aylık iş tanıtımı ve eğitimi sürecine tutmandaki profesyonelliği unutamam.
Çok iyi bir bilgisayar programcısı arkadaş da yaşadığı kırgınlıklarla yüklü olarak aramıza katılmıştı. İş üretme konusunda son derece isteksiz olan bu arkadaşın halini şevke sen dönüştürdün. Benim kardeşim bilgisayar mühendisi, onun asosyal halinden ben anlarım derdin. Öyle de oldu, dışarıdan satınalma için ödeme yapmadan, memur maaşı ile döner sermayenin işini gören mükemmel bir bilgisayar tabanlı işletme programı yaptık.
İki müdür yardımcımdan biri oldun. Yönetim organizasyon anlamında ne varsa sana bıraktım. Yönetim diye bir bilim olduğunu sende keşfettim. Heveslendim, işletme anabilim dalında yönetim organizasyon üzerine dört dönem dersler aldım. Birlikte kurumsallaşma adına çok çaba sarf ettik. Bunun bir anlamı olduğunu, şimdilerde kimi zaman rastladığım idari personelin;
“Hocam hala sizin kurduğunuz sistemi kullanıyoruz” demelerinden anlıyorum.
Birlikte çalışmaya başladığımızda şöyle demiştin. Ben görev ve misyon insanıyım, misyonum bitince işimi değiştiririm. Geçmişte bu hep böyle oldu, burada da 3-5 sene çalışır yeni bir misyon edinirim. Dedin ama ayrılmadın, ayrılamadın, çünkü iyi bir ekip oluşturmanın ötesinde, hep gelişen bir sürecin içinde olduğumuz için bizim misyonumuz hiç bitmedi.
Rektör değişince ben idari işleri bıraktım. Ekibe veda gecesi için çaktırmadan hazırladığın hayatımdan kareler tam bir sürpriz olmuştu. Biz bir ekibiz bizim de bırakmamız gerekir dediğinde şöyle demiştim;
“Ben bir akademisyen olarak asli işime döndüm ama siz idari personelsiniz, görevinizi bırakmak olmaz. Çok güzel işler yaptık, zayi olsun istemem. Rektörler değişir ama sistem devam etmeli. Yalnız bir kaygımı da paylaşmadan geçemem. Benim yönetimimde bulduğunuz serbesti ve yetkiyi bulamayabilirsiniz. Bu durumda mevcut durumun gerisine düşmek istemezseniz anlarım. “
Öğretim görevlisi olarak Honaz Meslek Yüksek Okulu’na geçtin. Çalışmak üretmek senin karakterinin bir parçası idi. Her gittiğin yerde kendini işinle sevdirdin. Bunu ardından yapılan törende gördük. Mikrofona her geçen senin ne kadar üretken olduğunu tekrarladı durdu. Hemen her taraftan çok sevenin olduğunu cenazende toplanan kalabalık gösterdi.
Öyle inanırız ki, gidenler kaçınılmaz akibetin yolcusu olmuştur ve gidenlerin muhasebesi kendilerine aittir. Gidenlerin acısı da, nasihatı da kalanlaradır. Sen ailenin direği idin, Annen, baban ve eşin, onulmaz bir yaranın acısı içinde olacaklardır. Allah onlara sabrını versin. Senin iyilik üzerine kurulu hayatının cennet ile mükafatlandırılacağına inanmanın tesellisi onlara yetsin dilerim…