Pamukkale Üniversitesi’ni önümüzdeki dönem yönetecek olan rektörün atanma süreci başladı. Daha süreç başlamadan müracaat edip etmeyeceğimi soran Yakuphanoğulları Medya’ya verdiğim cevabı tekrarlamak isterim;
“Benim rektör olma talebim baki, ancak hevesim kaçtı. Defalarca müracaatım oldu, seçimlerde ikinci oldum, bana oy verenlerin hakkını gözetmek için, ne yapılması gerekiyorsa yaptım, hangi kapı çalınması gerekiyorsa çaldım, ancak aynı seçimde sırasıyla birinci olan atandı, üçüncü olan atandı, ikinci olan bana hiç sıra gelmedi. İşin ilginç tarafı bu atananlar görev sürelerini tamamlayamadan görevden alındılar. Artık müracaat etmeyeceğim, ama teklif bekleyeceğim. Çünkü bu görevi çok iyi yapacağım iddiasındayım.“ demiştim, buradan devam edelim;
Rektörlük seçimlerinde defalarca aday oldum dedim ya, sonunda üniversitedeki seçimlerin bi anlamı olmayacaksa, kaldırılsın da kendimizi ve üniversitemizi aylarca yormayalım ve kırmayalım noktasına geldim. Seçimsiz atamadan bir umut besledim ve geçen dönem müracaatımı yaptım. Şeffaf olmayan bir sürecin, biz akademisyenleri sıradan öğretim üyelerine indirgediğini, değersizleştirdiğini yaşayarak gördüm. Anladım ki biz seçimli günlerin kıymetini bilememişiz. Meğerse seçimler;
Üniversitemiz nerede? Aslında nerede olmalı? Bunun için ne yapmalı? gibi soruları üniversitenin tüm akademisyenleri olarak, kendi kendimize sorduğumuz ve cevabını aradığımız istişari bir süreçmiş. Şöyle bi hatırlayalım;
Üniversitemizde, öğretim üyelerinin tercihlerini belirttiği bir eğilim yoklaması yapıyorduk. İlk altı sırayı alanlar YÖK genel kurulu tarafından mülakata çağırılıyordu. Mülakatlar vasıtası ile YÖK, Üniversitelerimizin halinden değişik bakış açıları eşliğinde haberdar oluyordu. Adaylık süreci kendi içinde adaya, üniversiteye ve YÖK'e bir değer katıyordu.
Sonuç olarak müracaat etmeme kararlılığı içinde müracaat sürecine girdim. Bu defa eş dost başladılar aramaya. Kimi merakla, kimi yardımcı olma teklifi ile, kimi şansını dene gibi ifadelerle aklımı çeler gibi oldular. Sonradan pişman olmamak için gerekli evrakları tamamladım ve dostlarımla, son olarak da eşimle bir değerlendirme yaptım.
Vee müracaat etmemeye karar verdim. Yeni dönem için atanacak olan rektöre şimdiden başarı dilerim. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da, aklımızın ve tecrübemizin yettiği kadarıyla yapıcı eleştirilerimizi yaparak yardımcı olmaya çalışırız.
Aklın yolu birdir ya, Anayasa mahkemesi seçimsiz atama yöntemini iptal etti ve seçimli uygulamaya geçilmesi için bir yıllık bir süre tanıdı. İlk seçimli rektör ataması sürecinde üniversitemizin, projelerimizin ve hedeflerimizin istişare sürecine dahil olmak üzere bekliyor olacağım...
