Türkkad, Türk Kadınları Kültür derneğinin aylık toplantılarından Ocak ayının konusu Kocabaş Adamı, Konuşmacısı Prof Dr Cihat Alçiçek idi.
Toplantıya katılımın oldukça yüksek olması, konunun ilginçliğinin yanısıra, Pasvak toplantı salonunun üniversiteye ve öğrenci barınma alanlarına yakın olmasının olumlu katkısı, bize aynı mekanda benzer toplantıların yapılabileceğine dair umut veriyor. Gelelim toplantıya;
Türkad Denizli Şubesi Başkanı Safiye Demirci’nin kısa bir açılış konuşmasından sonra, Suat Taşdelen hoca, kendi tabiri ile özetin özeti olacak bir şekilde Cihat hocayı tanıtıyor. Bir akademisyenin merakını, sonsuz bir çaba ile diri tutması, bu çabanın sonucunda bir keşfe imza atarak, ulusal ve uluslararası çapta iltifata mazhar olması, hem gıpta dilecek hem de takdir edilecek bir durum. Cihat hoca her ne kadar iyi bir sunucu olmadığı iddiasında olsa da, bir keşfin yolculuğunu ve sonrasını adeta bir serüven tadında dinledik. Gelelim keşfe;
Denizli Ballık Boğazı Traverten ocaklarında bulunan ve literatüre “Kocabaş Adamı” olarak geçen kafatası parçası fosili, tam bir milyon 200 bin yıl önce, yani taş devrinde yaşamış bir insana ait. Fosilin bulunduğu yerin jeolojik yapısından burada bir göl olduğu, çeşitli hayvan fosillerinin bulunmasından da, burasının bir avlanma ve avlanılma alanı olduğu anlaşılıyor. Bulunan insan kafatası parçası da hastalıktan veya saldırıdan burada ölmüş bir insana ait olmalı. Termal suyun kaplayıcı ve koruyucu özelliği bu insanın kemiklerini günümüze kadar taşıyor. Cihat hoca gibi meraklı bir bilim insanı da bu kemik parçasını tanıyor ve dünyaya tanıştırıyor.
Kocabaş adamı bulgusu bize diyor ki, insan Afrika’dan Avrupa’ya, Anadolu’dan geçti. Bu hali ile bu keşif Antropolog, Paleontolog, Tarihçi, Jeolog gibi ilgililerine hitap ediyor. Cihat hocadan dinlediğimizden edindiğimiz intibaya göre bu ilgiyi çeşitlendirmek ve artırmak mümkün. Anladığımız kadarı ile buluntu yerinde bir tanıtım ofisi ve alanı oluşturmak, aktif olarak kullanılan traverten ocakları nedeniyle mümkün görünmüyor.
Benim düşüncem fosilin bulunduğu Ballık Traverten ocaklarının hemen yanında bulunan Kaklık Mağarası için yapılan rekreatif alana, Kocabaş adamının resimlerle desteklenerek hikayeleştirilmiş keşif süreci ve bunun insanlık tarihi bakımından anlamını anlatan bir tanıtım ofisi kurulabilir. Kuşkusuz bölgede bulunan yengeç vb fosiller ile bu mekan zenginleştirilebilecektir. Sonuç olarak Coğrafyayı, traverten oluşumunu, Kocabaş adamınn nasıl fosilleşerek günümüze ulaşabildiği gibi bilgileri içeren bir ofis, yerli yabancı gezginlerin ve öğrencilerin ilgisini çeken bir uğrak ve eğitim yeri olacaktır. Alın size bir turizm destinasyonu.
Daha ötesi Kocabaş insanı buluntusunu vesile ederek, Denizli de bir tabiat müzesi oluşturulabilir. Bildiğimiz kadarı ile Honaz dağının eşsiz faunası, Tavas’ta bulunan ve gergedan, mamut, zürafa, timsah, kılıç dişli kedi gibi artık bu coğrafyada bulunmayan hayvanların fosillerini içeren buluntular, böylesi bir müze için çok değerli malzemeler oluşturabilirler. Geçen ay Adana’da idim. Çok daha azı ile böylesi bir müze oluşturmuşlar. Denizlimizin çok geç kaldığı bir gerçek.
Şuracığa bir not düşmek isterim ki, biz müze denilince hemen bina yapmak anlıyoruz. Halbuki müzeciliğin aslı koleksiyonculuktur. Eserleri koruma niteliği olan herhangi bir binada bu eserler bugünden tezi yok sergilenmeye başlanabilir, dört başı mamur bir müze yapılınca da oraya taşınır.
Kocabaş adamını basından izlediğim kadarı ile az çok biliyordum. Bu toplantıda ilk defa duyduğum bilgilerde oldu. Cihat hocanın anlatımıyla;
Günümüzde yoğun olarak traverten elde etme ocağı olarak kullanılan Ballık Boğazı bundan bir milyon yıl önce Pamukkale idi. Depremler sonucu fay hattı değişti ve buna bağlı olarak yeraltı suyunun yeryüzüne çıkma yeri de değişti. Yani bizim anlayacağımız şekilde anlatırsam, Ballık boğazında kaybolan su, şimdiki Pamukkale’den çıkmaya başladı. Depremselliğin devam etmesine bağlı olarak Pamukkale’nin suyu da kesilecek ve daha batıya yani Buharkent’e doğru bi yerden çıkacak.
İlginç değil mi? Benim gibi meraklı birinin ilk defa duyduğu bu bilgiden kaçımız haberdar merak ettim doğrusu…