Suriyeli muhalifler Halep başta olmak üzere rejimin elindeki bazı toprakları ele geçirince yorumlar, analizler, komplo teorileri birbirine karıştı. Ortada karmaşık bir durum olduğunu sanmıyorum. Şöyle ki;
Suriye’de rejim yıllar süren iç savaş nedeniyle askeri gücünü sıfırladı. İran Suriye, Haşdi Şabi ve Hizbullah tarafında bu durum kompanse ediliyordu. Bu güçler malum sebeplerle sahadan çekilince muhalifler harekete geçti. Morali ve umudu kırık olan rejim askerleri tank ve uçakları bile bırakarak çekildiler, muhalifler Halep’e kolayca girdiler.
Bu kolaylık muhalilerde Hama ve Humus üzerinden Şam’a kadar yürüme hevesi ortaya çıkardı. Tam da bu noktada bir ayrışma olduğunu düşünüyorum. Muhalifleri oluşturan HTŞ, Şam yoluna düşedursun, Türkiye tarafında eğitilen ve ağırlığını Türkmenlerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu PYD/PKK kontrolündeki Tel Rıfat ve Münbiç’e yöneldi. Günün sonunda Türkiye’nin ta başından beri istediği 30 km derinlik sağlanacaktır. Bu derinliğe halebin kuzey mahalleleri de dahil edilecektir. Bundan ötesi bekle görden ibarettir.
Bu denklemde dünden bu güne Rejim ve Türkiye için tam bir baş belası olan HTŞ aynı şekilde sorun olmaya devam edecektir. HTŞ ile ÖSO arasındaki ayrışma belirginleşecektir. Buna kanıt olarak, Türkiye, Esat ile görüşme deklerasyonu yaptığında, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin kontrolünde bulunan güvenli bölgede Türk bayrağını yakan eylemleri hatırlamak yeterli olacaktır.
Bu yeni halin İsrail’in işine yaradığı iddiasına gelince. İsrail’in işine yarayan Suriye’de 10 yıl önce başlayan iç savaş olmuştur. Maalesef şartların iç savaş öncesine dönme ihtimali yoktur ve o tarihten sonrası teferruattan ibarettir.
Coğrafyada olayların gelişim mecrası şu gerçekten ibarettir;
Türkiye oyun kurucu bir ülke değildir,
Türkiye kendisine rağmen oyun kurulacak bir ülke değildir.