Ağaç, kendisine yüklenilen sembolik anlamlar ile, hemen her...
Ağaç, kendisine yüklenilen sembolik anlamlar ile, hemen her inanışta ve millette özel bir öneme sahip olmuştur. İnsanoğlu, köklerini toprağın içine salan, dalları gökyüzüne doğru uzanan ve çeşitli meyveler doğuran ağaca sembolik anlamlar yüklemiştir. İnsan da bir ağaç gibi, kültürel anlamda kökleri olan, özgürce ileriye ve yukarılara gitmek isteyen, üreten bir varlıktır. İslam inancında kökü peygamberimizin evinde, dalları Müslümanların evlerinde olan ve Tuba ağacı denilen bir cennet ağacı vardır.
Ağaç Türk kültüründe çok daha önemli bir yere sahiptir ve “Hayat Ağacı” olarak tanımlanır. Türklerin türeyiş efsanelerinde ağacın önemli bir yeri vardır. Türklerde ata kültü önemlidir. Atalar ise kendilerini bir köke bağlamak isterler. Ağaç bu manada önemlidir. Rivayete göre Oğuz Kağan kayın ağacının kendisine verdiği bir kız ile evlenmiştir. Kendi göbeğinden üç ağacın çıktığını ve gölgelerinin her tarafa yayıldığını, dallarının göğe değdiğini görmüştür. Osmanlının kurucusu Osman beyin rüyasında, göbeğinden bir ağacın çıkarak tüm dünyayı kapladığını görmesini, kendisine bahşedilen bir kutsiyet olarak yorumlanması, atalar kültünün devam ettiğinin bir kanıtı gibidir.
Ağaç canlıdır; uzun ömürlüdür bin yıl yaşayabilir; dünyaya bir kök ile bağlıdır, sabittir; doğurgandır; verdiği meyveler sayesinde insanı kendine bağlar ve kendi etrafında belirli bir coğrafyaya sabitler. Türkler çoban yıldızının dünyayı ve evreni sabitlediğine inanırlardı. Hayat ağacı ise dünyadan Çoban yıldızına uzanan bir direktir.
İşte bu özelliklerinden dolayı ağaç Türklerce kutsaldır. Yeni yıl olarak adlandırılan Nardugan bayramında ağaç süslemesi yapılırdı. Yaprakları sürekli yeşil kalmasından dolayı bu amaçla çam ağacı seçilirdi. Ağaçlara çaput bağlamak ve iyi dileklerde bulunmak hala bir gelenek olarak sürmektedir.
Türkler bu kutsallarını dokudukları halı ve kilimlere taşımışlardır. Modern sanatın ulaştığı seviyeye Türkler yüzyıllarca önce ulaşmışlar ve doğayı halı ve kilimlerine sembolize ederek taşımışlardır. Ağaç da sembolize edilerek halı kilimlere taşınan önemli bir figür ve semboldür.
Halı ve kilimlerde ağaç kendini daha çok hayat ağacı şeklinde bulur. Ortada sağlam bir gövde adeta sonsuzluğa doğru uzanır. Gövdeden çıkan dallar nesilleri ve boyları sembolize eder gibidir. Renkler doğadan esinlenilmekle birlikte, doğa dokumaya birebir taşınmaz. Sembolizasyon ağaç figürünün tamamında vardır.
Kalem işçiliği ile süslenen camilerimizde de ağaç motiflerine rastlıyoruz. Bunun en güzel örneklerinden biri Baklan Boğaziçi camiidir.
Pasvak asansör hizmeti için yaptığı kuleye hem estetik hem de fonksiyonel bir görüntü kazandırmak istediğinde aklımıza kendi kültürümüzden bir parça olan “Hayat Ağacı” geldi. Ağacın dallarına adeta bir çiçek ve meyve gibi hayırseverlerimizin isimleri nakşedilecek. Elbette ki hayırseverlerimizin arasında isminin bilinmesini istemeyenler de var, ancak bilinmesinin hayırda yarışmayı teşvik edici olması bakımından fonksiyonel bir anlamı var. Bu nedenle Pasvak hayırseverlerimizin isimlerin yad ederek onurlandırmayı bir görev sayıyor.
İnşallah, hayırseverlerimizin isimleri sonsuzluğu ve ölümsüzlüğü sembolize eden hayat ağacında ilanihaye yaşayacaktır. Umarız beğenirsiniz…
Ağaç Türk kültüründe çok daha önemli bir yere sahiptir ve “Hayat Ağacı” olarak tanımlanır. Türklerin türeyiş efsanelerinde ağacın önemli bir yeri vardır. Türklerde ata kültü önemlidir. Atalar ise kendilerini bir köke bağlamak isterler. Ağaç bu manada önemlidir. Rivayete göre Oğuz Kağan kayın ağacının kendisine verdiği bir kız ile evlenmiştir. Kendi göbeğinden üç ağacın çıktığını ve gölgelerinin her tarafa yayıldığını, dallarının göğe değdiğini görmüştür. Osmanlının kurucusu Osman beyin rüyasında, göbeğinden bir ağacın çıkarak tüm dünyayı kapladığını görmesini, kendisine bahşedilen bir kutsiyet olarak yorumlanması, atalar kültünün devam ettiğinin bir kanıtı gibidir.
Ağaç canlıdır; uzun ömürlüdür bin yıl yaşayabilir; dünyaya bir kök ile bağlıdır, sabittir; doğurgandır; verdiği meyveler sayesinde insanı kendine bağlar ve kendi etrafında belirli bir coğrafyaya sabitler. Türkler çoban yıldızının dünyayı ve evreni sabitlediğine inanırlardı. Hayat ağacı ise dünyadan Çoban yıldızına uzanan bir direktir.
İşte bu özelliklerinden dolayı ağaç Türklerce kutsaldır. Yeni yıl olarak adlandırılan Nardugan bayramında ağaç süslemesi yapılırdı. Yaprakları sürekli yeşil kalmasından dolayı bu amaçla çam ağacı seçilirdi. Ağaçlara çaput bağlamak ve iyi dileklerde bulunmak hala bir gelenek olarak sürmektedir.
Türkler bu kutsallarını dokudukları halı ve kilimlere taşımışlardır. Modern sanatın ulaştığı seviyeye Türkler yüzyıllarca önce ulaşmışlar ve doğayı halı ve kilimlerine sembolize ederek taşımışlardır. Ağaç da sembolize edilerek halı kilimlere taşınan önemli bir figür ve semboldür.
Halı ve kilimlerde ağaç kendini daha çok hayat ağacı şeklinde bulur. Ortada sağlam bir gövde adeta sonsuzluğa doğru uzanır. Gövdeden çıkan dallar nesilleri ve boyları sembolize eder gibidir. Renkler doğadan esinlenilmekle birlikte, doğa dokumaya birebir taşınmaz. Sembolizasyon ağaç figürünün tamamında vardır.
Kalem işçiliği ile süslenen camilerimizde de ağaç motiflerine rastlıyoruz. Bunun en güzel örneklerinden biri Baklan Boğaziçi camiidir.
Pasvak asansör hizmeti için yaptığı kuleye hem estetik hem de fonksiyonel bir görüntü kazandırmak istediğinde aklımıza kendi kültürümüzden bir parça olan “Hayat Ağacı” geldi. Ağacın dallarına adeta bir çiçek ve meyve gibi hayırseverlerimizin isimleri nakşedilecek. Elbette ki hayırseverlerimizin arasında isminin bilinmesini istemeyenler de var, ancak bilinmesinin hayırda yarışmayı teşvik edici olması bakımından fonksiyonel bir anlamı var. Bu nedenle Pasvak hayırseverlerimizin isimlerin yad ederek onurlandırmayı bir görev sayıyor.
İnşallah, hayırseverlerimizin isimleri sonsuzluğu ve ölümsüzlüğü sembolize eden hayat ağacında ilanihaye yaşayacaktır. Umarız beğenirsiniz…