Yemek üretim yerlerinin önemli sorunlarından biri atık yağlardır. Bu atıkların kanalizasyo...

Yemek üretim yerlerinin önemli sorunlarından biri atık yağlardır. Bu atıkların kanalizasyona verilmemesi gerekir. Ancak atık yağın ayrıştırılması, toplanması ve toplayıcılara ulaştırılması bir mesai ve iş sorunu olarak karşımıza çıkar. Genellikle yapılmaması gereken yapılır ve kanalizasyona verilir. Pasvak yönetim kurulu üyesi Kerim Çıralı bu atıklardan köpek maması yapalım teklifi getirip, benim bi bakalım diye yola çıkmamla, Türkiye’de bir sokak köpekleri sorunu ortaya çıkması çakıştı sanki.

Biz atık yağları kullanılabilir hale getirir isek, ayrıştırma ve toplama ile ilgili sorunumuz olmayacağını düşündük. Bu yağların kedi köpek maması olarak kullanılması halinde, harcanan iş yüküne değeceği, işin içinde sokak hayvanları, yani bir sosyal sorumluluk olacağına göre, personelin motivasyonu yapılan işi karşılar diye düşündük.


Elbette ki tek başına yağ, mama yapmak için ne yeterli, ne de doğru olur. Pasvak’ta hatırı sayılır bir miktarda adak ve kurban kesiliyor, bu kesimlerden önemli miktarda kemik ve sakatat atığı çıkıyor. Bunların da yeme ilave edilmesi, bizi sıfır atık sistemine doğru taşır, diyerek daha bir heyecanlandık. Önce internet ortamında araştırma yaptık. Yaptığımız araştırmadan Çivril Çıtak’da bir mama fabrikası olduğunu öğrenince üşenmedik kapısını çaldık. Tesis 1,5 yıllık bir geçmişe sahip ve yaş mama yapıyor. Hammaddenin protein kısmını Afyon’daki mezbahalardan kullanıma hazır şekilde alıyor. Uygun miktarda karbonhidrat içeren hububat da eklendin mi, işte sana hazır mama. Pazar sorunu yok. Üretim markete yönelik ve standart olduğu için atıklarla ilgilenmiyorlar.






Beraber gezdiğimiz yönetim kurulu üyemiz Süleyman Öztürk bu fabrikadan oğlu Cengizhan Öztürk’e bahsetmiş. O da Merkezefendi Belediyesi’nin bizim kafamızdaki projeyi zaten yaptığını söyleyince soluğu Pet Kafe ve Mama Üretim Tesisi’nde aldık. Ziyaretimize Pasvak için nasıl bir proje yapabiliriz diye bir çaba içinde olan Gıda Mühendisi Prof Dr Ömer Şimşek'de eşlik etti.

Tam kafamızda canlandırdığımız proje burada faaliyete geçirilmiş. Kemikler öğütülüyor, fabrika, okul vb yemekhanelerin atıkları ile harmanlanıyor, kurutuluyor ve poşetlerde vakumlanıyor. Yemler sokak hayvanlarına bakan gönüllüler tarafından alınıyor ve gerekli yerlere ulaştırılıyor. Üretim birkaç İlçe belediyesine de yetiyormuş. Makinaların tamamı yerlinin yerlisi, yani Denizli’de üretilmekte. Öyle ki, Merkezefendi Belediyesi vasıtası ile Türkiye’nin değişik belediyelerine ulaştırılır olmuş. Anlayacağınız Merkezefendi Belediyesi Türkiye’deki diğer il ve ilçe belediyelerine “know how” hizmeti veriyor. Tebrik ederiz.



Mama üretim işletmesinin hemen kenarında, kullanılmış mobilyaları sokak hayvanları için kulübeye dönüştüren bir marangoz atölyesi de kurulmuş. Burada gönüllüler ile kısa bir sohbetimiz oluyor, verilen hizmetten son derece memnunlar.

Tesisi gezdikten sonra çaylarımızı içerken karşılıklı neler yapıyoruz, yapacağız gibilerden biraz sohbet ettik. “Pasvak sıcak yemek işi yapıyor. Bu yaptığımız işin kalitesini ve çapını genişletmeye çalışıyoruz. Mama bizim için sıfır atık konseptinde bir girişim olacak. Ama mesela bize gelen kullanılmış eşyaları kabul etmiyoruz. Kullanılmış eşyanın aracısı olmayı yeterli bulmuyoruz. Bu eşyaların elden geçirilmesi, temizlenmesi, ütülenmesi ve nihayet poşetlenmesi gerekir. Bu işi bu şekilde yapanlar var” deyince Merkezefendi Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Emrah Karan, 'vaktiniz var ise sizi bizim tesise götüreyim' dedi.

Bindik arabaya, vardık Engelsiz Yaşam Akademisi’ne. Engelli vatandaşların servisler ile toplanıp, iş uğraşı terapisi ile oyalandıkları, rehabilite edildikleri, kendi üretkenliklerini ortaya koydukları; hasta sahiplerinin de gözleri arkada kalmadan işinde gücünde olabildikleri bir merkez burası. Aynısını PAÜ öğretim üyesi Zekeriya Çelik’in, Van İpekyolu belediyesine atanan kayyum kaymakamın sosyal hizmetler biriminde görev yaparken, Denizli’den bir grup akademisyen ve bürokratı misafir ettiği gezide görmüştük, bundan beş yıl kadar önce. Merkezefendi Belediyesi bu binanın geniş bir odasını, kullanılmış giyeceklerin usulüne uygun bir şekilde kullanıma hazır edilmesi ile ilgili çalışmalara ayırmış.


Buradan Alzheimer Yaşam Merkezi’ne gittik. Burada da Alzhaimer başlangıcındaki hastaların rehabilitasyonu yapılıyor. Yine yaşlı insanlarımız için çeşitli kurslar ile aktif ve sağlıklı yaşlanmayı sağlar olmuşlar.

Yeterince vaktim olmadığı için, kullanılmış eşyaların kullanıma sunulduğu Merkezefendi Belediyesi’nin bulunduğu sokaktaki mağazaya gidemedik. Gördüklerimdeki düzen ve intizam, orasının da güzel olduğunu bilmek için görmeye gerek kalmayacak şekilde idi. Yalnız belediyenin web sayfasında bu hizmetlere kolay ulaşımı sağlayacak bir pencere veya link göremedim, benden söylemesi.

Açıkçası kur, faiz, enflasyon ve israf ekonomisi cenderesine sıkışmış ülkemde, güzel şeyler de oluyor ve olacak diyebileceğim güzel bir gün geçirdim. Umut tazelemek güzeldir…