1987 yılında, Almanya Giessen Tıp Fakültesi’nde değişim öğrencisi olarak iki ay ka...

1987 yılında, Almanya Giessen Tıp Fakültesi’nde değişim öğrencisi olarak iki ay kadar bulundum. Öğrenci iken turizm sektöründe çalıştığım sırada tanıştığım bir Alman arkadaşı buldum. Sohbet eninde sonunda ne yapıyorsun neyle meşgulsüne gelir ya, benim tıp öğrenci olduğum belli, Birigitte “Sosyalamt” ofisinde çalışıyormuş.

Ne yaptığını anlatmaya çalışıyor. Problemli vatandaşlara yardımcı olmaya çalışıyormuş. Tam olarak ne iş yaptığını anladığımı söyleyemem. Yani, çalışan çalışmak isteyen, okuyan okumak isteyen, kısacası üreten ve üretmek isteyen insanların dışında kalan, kendini ve varlığını yönetemeyen insanlara yardımcı olmaya çalışıyor. Anlamadım tabii, çünkü kavramları anlamınız yetmez, fiili anlamlarının ne olduğu da anlamınız gerekir. Bunun için uygulaya şahit olmanız gerekir.

Demem o ki Türkiye’de o yıllarda toplumun dezavantajlı kesimleri için herhangi bir çalışma yoktu. Aradan 40 yıla yakın bir zaman dilimi geçti. Türkiye de artık dezavantajlı vatandaşlarına el uzatır durumda. Bunun için yüzlerce proje yapılıyor. Geçtiğimiz hafta bu projelerden biri olan denetimli serbestlik kapsamında bulunan, suça itilmiş çocuklara yönelik olarak yapılan, eğitim ve rehabilitasyon projesinin kapanış töreninde idik. Bu projeyi İsviçre büyükelçiliği desteklemiş. Burada bi duralım;


İsviçre büyükelçiliğinin Denizli’de dezavantajlı insanlarımız için desteğine ne maddi ne de “know how” anlamında bir ihtiyacımız yok, ama bu desteğin moral değerler açısından önemi var. Biz nasıl Suriye ve Afganistan’daki iç problemlerden kendimizi soyutlayamadı isek, Avrupa da çevresindeki sorunlardan kendini soyutlayarak varlığını sürdüremez, dedim İsviçre büyükelçiliği görevlisine. Tamamiyle katıldığını söyledi. Yeri gelmişken bu işbirliği için teşekkür ederiz.

Pasvak olarak destek verdiğimiz Suça İtilmiş Çocukların Rehabilitasyonu programının plaket ve serftikasyon programına katıldık. Cumhuriyet Savcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce hazırlanan el ele projesinde çocuklarımız, Pamukkale Milli Eğitim Müdürlüğü ve Pamukkale Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü vasıtası ile Çamlık Özel ve Mesleki Eğitim okulunda hem kaynaşma, hem de sosyal sorumluluk projesine katılarak sokak hayvanları için barınak yapmışlar. Pamukkale Belediye Başkanlığı bu barınakları parklarda uygun yerlere yerleştirmek üzere proje ortağı idi, kendilerine teşekkür ederiz.

Pasvak olarak bu tip projelerin her zaman destekçisi olduk. Bir ay önce denetimli serbestlikten faydalanan kadınlarımıza verilen iş edindirme kursuna destek verdik. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Kekik işinde çalışan mevsimlik işçilerin çocukları için telafi programına destek verdik.

Toplumun sadece dezavantajlı kesimine değil, yaşadığı toplumun diğer yüzünü görmeleri bakımından, avantajlı kesimin çocuklarına sosyal sorumluluk ile erken tanış projesi yürütüyoruz. Sefer taslarının hazırlanmasından, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması kadar birer hafta çalışan çocuklarımızdan, şimdi vakfa katkıda bulunan var. Bu projeyi Pamukkale Kaymakamlığı ile başka hayatlar da var şeklinde lise dengi okullarımıza taşıdık. Çocuklarımızdan birinin izlenimi ile devam edelim.


“Hayatımda ilk defa Allah razı olsun ifadesinin anlamını idrak ettim.”

Günümüz gençliği haz gençliğidir. Yapılan çalışmalara göstermişti ki, bir insana en çok haz veren aktivite başkalarının mutluluğuna vesile olmakmış. Gençlerimize haz alabilecekleri imkanlar sağlamaz isek, hazzı istemediğimiz alanlarda arayacaklardır. Bu cümleden olarak suça itilmiş çocuklarımızın toplum ile entegrasyonu ve ele alınan projelerin sürdürülebilirliği bakımından Pasvak bir platform olabilir. Bu çocuklarımız birer hafta ile Pasvak yemek dağıtımında çalışabilirler örneğin.

Projeye katkıda bulunan ve yazımın içinde belirtmeye çalıştığım tüm taraflara teşekkür eder, tebrik ederim.