Bu köşede yayınladığım18/01/2021 tarihli Yılkı Atları...


Bu köşede yayınladığım18/01/2021 tarihli Yılkı Atları adlı köşe yazımda iç Anadolu nun dağlarına bırakılan yaşlı atların üreyip sürüler oluşturduğunu ve bu atları yakalamak marifeti olmayan kişilerin bazılarını silahla vurup öldürdüklerini yazmıştım.
Ne üzücüdür ki son günlerde görsel ve yazılı basında atlar tekrar gündem oldu. İstanbul adalarda fayton çektirilen atların bakımsızlık ve çok çalıştırılması sonucu ölümleri üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesince toplanarak kurtarılmasına hepimiz sevinmiştik, bu sevincimiz maalesef kursağımızda kaldı. Konu gündeme geldiğinde içimden ‘’Hadi len! Bu kadarda olmaz, o atlar bir yerde bulunur elbet’’ demiştim fakat yanılmışım.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden Hatay'ın Dörtyol Belediyesi'ne hibe edilen 100 atın kaybolması sonrası hakkında soruşturma başlatılan MHP li Belediye başkanı Fadıl Keskin partisinden istifa etti. Belediye başkanı istifa etti de atlar geri mi geldi? ya da nerede olduğu bulundu mu? Geriye kalan 760 at nerededir?
Bu konu ile ilgili Google de arama yaptığınızda 10.700,000 (on milyon yedi yüz bin) sonuç bulunuyor. Bana göre İstanbul büyükşehir belediyesi adalardan topladığı 860 atın tamamından birinci dereceden sorumludur, verdiği yerlerde kaybolmuş muş falan, bunlar benim için mazeret değildir. Bir işi yapıyorsa tam yapmalı ve verdiği atların akıbetlerini kontrol etmelidir. Basının yazdığına göre zaten bu atların takip edilebilmesi için her birine cip takıldığı söyleniyor, dijital çağı yaşadığımız bu çağda ÇİP takılı atların ortadan kaybolması rahmetli Demirel’in tabiriyle ‘’Abesle iştigal’’ bir durumdur.
KISIYE-OZEL-KIRTSIYE-Kopyasi-Kopyasi-2.gif
Yazılı ve görsel basında birçok iddia ortada dolanmakta, 17 belediyeye gönderilen bu atların A partisi belediyesi B partisi belediyesi diye sınıflandırılıp işin sulandırılması son derece manidar bir durum. Bu Belediyeler hangi partiden olursa olsun, bu atların tek tek hesabını vermek zorundalar. Bir yetkilinin yaptığı açıklama. İBB'nin atları "sahiplendirme projesi" adı altında ücretsiz olarak gönderdiği yerlerle yaptığı protokole göre, alıcıların atlara en az 1 yıl süreyle bakmaları gerekiyor. Anlaşmalara göre İBB bu atları 6 ayda bir, yılda 2 kere olmak üzere kendisi yerinde denetleyecek. Bu denetimlerin yapılıp yapılmadığına dair bugüne dek resmi kanallardan sorduğumuz sorulara doyurucu yanıt alamadık’’ diyor.
Ortalık toz duman. Atların bir çiftliğe satıldığı, Atlara bakmakta zorlandıkları, bir görevlinin akrabaları tarafından alındığı, bulundukları yerden kaçtıkları, kesilip etlerinin satıldığı, sucuk yapılıp satıldığı gibi binlerce iddia var. Bu gün Haber Türk yazarı Esra Boğazlıyan çarpıcı bir iddiayı ortaya attı. ‘’Bu atların 80 i tanesi 2.000 dolara Irak a satıldı, kalan atların bir kısmı başka şehirlere gitti, yaşlı ve iş göremez olanlar kesilip kıyma ve kuşbaşı oldu.
Sevgili dostlar inanın içim acıyor, bu acıyı tarif etmeme imkan yok. ‘’Fırat’ın kenarında bir koyunu kurt kapsa bunun sorumlusu benim’’ diyen yöneticilerden, kendilerine emanet edilen atlara sahip çıkamayan yöneticilere. Biz ne ara bu hale geldik? Çok düşündürücü ve üzücü bir durum!

[ilgili-haber=693]

Hayvan beslemek, Yılkı Atları, İstanbul’un Aziz hayvanları adlı üç adet makaleme bu makalemi de ilave ederek hayvanlara yaptığımız eziyetleri gündeme getirmeyi görev bildim fakat ne yazarsam yazayım, yurdum insanının hayvan dostlarımıza yaptığı eziyetleri anlatmaya yetmiyor. İnanın! Bizim hayvanlara yaptığımızı, hayvanlar hayvanlara yapmıyor. Bu Dünyada bunların hesabı sorulmaya bilir fakat öbür Dünyada ilahi adaletin mutlak tecelli edeceğine ve cehennemde hazır olan yerlerimizi alacağımıza inancım tamdır.
Keşke o atları belediyelere değil de, doğaya bıraksalardı, inanın atların doğada yaşama şansları daha yüksek olurdu çünkü doğa ana sahip çıkar, korur ve bakardı onlara.
Raşit ÖZTÜRK
Yazar