İşlerimizin yoğunluğu nedeniyle haftalık yazımı biraz geciktirdiğim doğrudur. Bu gecikme konu sıkıntısı çektiğimden değil elbette. Olsun geç olsun da güç olmasın.
Efendim bir seçim dönemini daha ay sonunda geride bırakacağız, doğrusunu söylemem gerekir ise bu süre içerisinde yurt dışında olmaktan son derece memnun olduğumu söylemeliyim. Uzaktan izlemek pek keyifli doğrusu. Bu seçim dönemine damgasını vuran bence muhtar adaylarıdır, kentimiz büyük şehir olunca malumunuz tüm kasaba ve köyler mahalle statüsüne geçti, köy ve kasabadaki her hizmeti ilçe ve il çözmek zorunda, eskiden muhtarlar en küçük yerleşim yerlerinde devletin temsilcileri idiler, yaptırım güçleri ve bir ağırlıkları vardı, şimdi ise tebligat memuru oldular başka da bir yetkileri kalmadı. Vatandaşın bir sorunu oldu mu bağlı olduğu ilçenin pazarının olduğu gün oraya gidip İlçe belediye başkanının makamında soluğu almak oluyor, derdini anlatıp çözüm bekliyor, olmaz ise Cimer var, açıyor telefonu anlatıyor şikayetini ya da derdini, bu durumda kim sever Yalova kaymakamını durumu ortaya çıkıyor. Peki o zaman yetki yok, takan yok neden bu kadar muhtar adayı var? Diye bir soru geliyor aklıma ve hemen cevabı buluyorum, efendim tamamen duygusal, bakmayın siz onların şöyle hizmet edeceğim böyle işler yapacağım kasabamıza, köyümüze deniz getireceğim falan dediklerine, bir odanın içinde makam koltuğu olması, askeri ücret maaş almak, beline taşıma ruhsatlı beylik tabanca takma işi ve ara sıra sarayda iftar yemeğine katılma şahane, başka da bir nedeni yok, hizmet en son iş, onu da İlçe belediyesi yapar zaten. Belediye başkanlarını partiler aday yapıyor, fakat muhtarların öyle bir durumu yok zaten partili olmasın halkın sevdiği biri olsun diye partili yapmamış kanun yapıcılar muhtarları, eskiden para kazandıran bir görev olmadığından pek aday çıkmazdı sanki bu işi meslek edinmiş halkın zorlaması ile yapanlar olurdu, iki dönem üç dönem hatta beş dönem yapanlar, dedesi babası muhtar olup ta oğlu da olanlar bile vardı. Görüyorum ki bu işe de siyaset bulaştırdılar resmi olmasa da her partinin muhtar adayı mevcut artık. Durum böyle olunca seçilmek zor, eee ne yapmak lazım vaatlerde bulunmak lazım bir bakalım ilginç ne vaatte bulunanlar var? Bir muhtar Düğün salonu, semt pazarı, park, yüzme havuzu, spor kulübü, itfaiye istasyonu, polis karakolu, Ptt şubesi, belediye otobüs hattı, sağlık ocağı, banka atm si ve yol yaptıracakmış yani seçileceği bölgeye, hiçbir şey yok da hepsini sıfırdan yapacak, köy, mahalle ya da kasaba kuracak adam, sanırsın muhtar değil de cumhurbaşkanı olacak. Bir başkası kentsel dönüşüm yaptıracak. Bir diğeri çağdaş yarınlar kuracakmış, bir diğeri ramazanı es geçmemiş profesyonel iftarlar kuracakmış, bir diğeri tüm mahalleye ücretsiz internet sağlayacakmış, bir diğeri mahalleye kabir alanı hazırlayacağım, bir diğeri ise düğünlerinize Dilber getireceğim diyor, bir diğerinin mesleği kadın kuaförü vaadi ise mahalledeki tüm kadınların saçlarına ücretsiz fön çekecekmiş. Sosyal medyadan mesaj atanlar, afiş bastıranlar, klip çekenler var, bu tür örneklerle dolu sosyal medya, inanmayan açıp baksın, akıllara zarar vaatlerle dolu, bunların gerçekleşip gerçekleşmeme ihtimalini kimse düşünmüyor, kaynak sorana ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi kaynak benim derler olur biter, herkes üfürüyor bol keseden, aslında pek de yadırgamamak lazım vatandaşın bu durumunu, hatırlayınız lütfen! Bir zamanlar başbakanımız Tansu hanım, her aileye iki anahtar vaat etmedi mi? Ev ve araba. Cem Uzan emekliye 14 maaş vereceğim, mazot 1 tl olacak. İsmail Cem herkesin tansiyonu bedava ölçülecek. Muharrem İnce uzay madenciliği yapacağız. Necmettin Erbakan Faiz kalkacak 5 bin tank üreteceğiz. Mevcut iktidarımız Gabar da petrol bulduk dünyanın en kaliteli petrolü, kovayı daldır direk arabaya koy çalışır, Aya sert iniş yapacağız, enflasyonu düşüreceğiz vb.
Efendim konuyu fazla uzatmadan risalenin kuyruğunu düğümleyeyim. Yurdumda 50.516 muhtar var, buna karşılık 750.000 muhtar adayı var, aday sayısını muhtar sayısına böldüğün zaman muhtarlık başına 14,8 aday düşmekte. Bu şimdilik böyle ileriki dönemlerde eminim ki bu sayı üçe katlanacaktır çünkü yurdum insanı uyanık ve akıllıdır nereden nemalanacağını iyi bilir.
Efendim, ne yazık ki adaylarımızda Liderlik becerisi, Karar verme yeteneği, İletişim becerisi, Sorumluluk bilinci, Planlayıcı ve örgütleyici olma, Çözüm üretme, Yenilikçi olma, Adil olma, açık, dürüst, şeffaf, dinleyen, hatalarını kabul eden, hatalarından öğrenen gibi, yöneticilik vasıflarından pek söz edemedik, henüz çok erken olduğunu düşünüyorum, belki gelecek yüzyılda.
"Siz ne halde iseniz başınıza o şekilde idareciler gelir. Bir topluluk kendini düzeltmedikçe Allah onlardaki hali düzeltecek değildir."
İyi seçimler olsun, hayırlı uğurlu olsun.