Vakit tamama ermiş gençler birbirlerini görmüşler, tanışmışlar, görüşmüşler ve kaynaşmışlar. Bize evlenmek i...

            Vakit tamama ermiş gençler birbirlerini görmüşler, tanışmışlar, görüşmüşler ve kaynaşmışlar. Bize evlenmek istediklerini beyan ettiler, bizde Büyükşehir Belediyesinden yetki almadan çocuklara ‘’EVET’’ dedik. Buraya kadar her şey güzel, çocuğumuz evlenecek ve yuva kuracak diye sevinçliyiz. Gençler gün belirlemeye uğraşırken Pandemi çıktı ortaya ve tüm hesapları alt üst etti, bekleyelim bir yıl geçer o zaman düğünü yaparız dediler bizde ‘’EVET’’ dedik. Aradan bir yıl geçti pandemi biteceğine daha da azdı mübarek. 2021 yazı geçsin Eylül, Ekim ayında yaparız dediler hatta 09 Ekim tarihinde karar kılıp düğün salonu bile baktılar. Her zaman derim ‘’Sen ne kadar plan yaparsan yap önemli olan hayatın senin için yaptığı plandır, her zaman da onun planı uygulanır’’ Öyle de oldu hanım rahatsızlandı çocukların nikâhı ve düğünü tekrar ertelendi.

            Geldik 2022 yılının Nisan ayına, hanımın tedavisi bitmek üzere haziran içine yer baktık düğün salonlarından, bu arada nikâh için gün almaya karar verdik, verdik de öyle hemen kolayca vermiyorlar nikâh tarihini, neden mi? Anlatayım efendim.

            Sırtınızı şehrin güneyindeki Baba dağa verirseniz solunuz bir merkez İlçe Belediye, sağınız da bir Merkez İlçe Belediye olarak ikiye bölünmüş şehir, orta dada Büyükşehir Belediyesi. Oturduğumuz semt şehrin solunda kaldığı için o belediyenin evlendirme dairesine gittik, birinci kata çıkıp kapısında evlendirme dairesi yazan kapıdan girdik içeriye, masada oturan şişman adam bizim gelmemizden pek memnun olmadığını belli etti.

            ‘’Buyurun ne istemiştiniz?’’

            Hanımla birbirimizin yüzüne baktık, hanım evden çıkmadan tembihledi ‘’sakın kimseyle zıtlaşıp kavga etme’’ diye.

            ‘’Nikâh için gelmiştik efendim’’ dedim.

            ‘’Siz mi evleneceksiniz, bakayım tarih dolu mu? Evraklarınızı alayım’’,

            ‘’Hayır! biz hanımımla 35 yıl oldu evleneli, bu evliliğimizden de çocuğumuz oldu, o evlenecek’’, Hanım beni dürtüyor ‘’denk dur bulaşma’’ diye

            ‘’Çocuklar nerede kendileri başvursunlar’’,

            ‘’Efendim çocuklar Eskişehir de ikamet ediyorlar, ne evrak lazımsa bize bildirin onlar hazırlayıp bize gönderecekler’’, ‘

            ’’Hımmmm, anladım hangi tarihte nikâh istiyorlar’’.

            ‘’Haziranın …. zi’’

            Kara kaplı defteri aldı ve sayfalarını karıştırmaya başladı, elini çenesine koyup çok önemli bir iş yapıyormuş gibi düşündü ve!

            ‘’O tarih dolu, beş tane nikâhımız var’’ hanımın dürtmesini dinlemeyip girdim söze     ‘’Beyefendi ne yapacağız evlenmesin mi çocuklar?’’,

            ‘’Beyefendi biz ne yapalım Nüfus idaresi bize bir adet defter vermiş, tüm gün boyunca gezdirip duruyoruz en fazla beş nikaha yetişebiliyoruz’’,

            ‘’Ne demek bir defter veriyorlar, defter kıtlığı mı var memlekette, versinler üç dört tane defter, dünyanın parasını alıyorsunuz bizden’’,

             ‘’Beyefendi onu Nüfus Müdürlüğüne sorun’’ sesimize güvenlik elemanı geldi kapıda bekliyor, hanım kolumu çimdiklemekten morarttı.

            ‘’Peki! Biz ne yapacağız?’’

            ‘’Diğer ilçe belediyesine ya da Büyükşehir Belediyesine gidin’’

            Çıktık dışarıya sinirim tepemde, gidip Nüfus Müdürüne çatasım var, hanım ikna etti diğer ilçe belediyesi Nüfus müdürlüğüne gittik, sorguya çekildikten sonra.

            ‘’Sizin ikametiniz diğer ilçe belediyesi sınırlarında, oraya gitmediniz mi?’’

            ‘’Gittik, tek defterleri varmış, yetişemiyorlarmış’’

            Kadın kahkahalarla güldü, ona diğer erkek memurda eşlik etti biz kapıda ayakta onların gülmelerinin bitmesini bekliyoruz.

            ‘’Olur mu? Öyle şey beyefendi, bakın bizde iki tane defter var’’

            ‘’Bende olmaz dedim ama memur ısrarla Nüfus müdürlüğü vermiyor dedi’’

            ‘’Hep böyle yapıyorlar, herkese aynı şeyi söylüyorlar, bence belediye başkanına şikâyet edin’’

            ‘’Olur! Edelim’’

            ‘’Elimize hazırlanacak evrakları verdi, bunları hazırlayıp bizim sevindik deki büromuza götürün orada işleminizi yaparlar’’

            Çıktık dışarı, hemen gidip diğer ilçe belediye başkanına çatasım var, hamın engelledi ‘’iş çıkarma şimdi, senin yüzünden çocukların nikâhı da olmayacak, denk dur bi!’’ durduk, hanım sözü dinlemek iyidir. Evrakları gönderdik çocuklar on gün sonra hazırlayıp geri yolladılar. Elimizde evraklar sevindik evlendirme dairesine vardık, içeride iki kişi var, biri erkek biri kadın, kadın olanı.

            ‘’Buyurun! Ben yardımcı olayım’’

            ‘’Nikâh için gelmiştik’’

            ‘’Siz mi evleneceksiniz?’’

            ‘’Hayır! Biz daha önce o hatayı yaptık, şimdi dönemiyoruz, çocuğumuz oldu o evlenecek’’

            ‘’Haa! Anladım evraklarınızı alayım’’

            Erkek memurun önünde başvuru yazıyor ona verdik evrakları inceledikten sonra

            ‘’Dosya aldınız mı?’’

            ‘’Verirseniz alacağız, merkez şubenizden bizi buraya yönlendirdiler’’

            ‘’Beyefendi yanlış anlamışsınız, oradan dosya alıp sonra buraya geleceksiniz’’

            ‘’Buradan neden alamıyorum?’’

            ‘’Beyefendi burada vezne yok’’

            ‘’Orada vezne var, dosya var, memur var, iki defter var, peki bizi neden buraya gönderiyorlar?’’

            ‘’Beyefendi sizin düğün salonunuz bizim bölgeye yakın olduğu için’’

            İçimden okkalı bir küfür ettim sadece hanım duydu ve koluma çimdik attı sus diye, çıktık dışarıya bindik arabaya, yaa sabır, yaaa sabır diye diye vardık İncilipınar daki Nihat Zeybekçi Kültür merkezi ne. Girdik içeriye sağ tarafta merkez ilçe evlendirme müdürlüğü var oraya gitmek canım istemedi, kavga etmekten korkuyorum. Çıktık üst kattaki Büyükşehir evlendirme müdürlüğüne. Kapıya bant çekmişler bunlar daha tedbirli diğerlerinden, içeriden seslendi bir hanım memure.

            ‘’Buyurun Hoş geldiniz’’

            ‘’Hoş bulduk, nikâh tarihi almak için gelmiştik’’

            ‘’Siz mi evleneceksiniz? Evraklarınız hazır mı?’’

            ‘’Hayır! Biz daha önce evlenmiştik, çocuğumuz oldu o evlenecek’’

            Memure hanım gülümsedi ve beni ilerideki vezneye yönlendirdi, veznedeki hanım hayırlı olsun siz mi evleneceksiniz diye sormadan hemen atıldım, oğlum evlenecek. Yüzüme baktı ve oğlunuzun TC sini alayım dedi, yüzüne boş bakışımdan bilmediğimi anladı ve büroyu arayıp aldı numarayı, işlemleri yapıp 215,00 + 708,00 = 923,00 lira ödeyip rahatladım, başıma gelenleri anlattım ayakta dikilen olgun memure hanıma hak verdi bana, dedim ki! ‘’Bu memurlara nikâh başına elli lira verseler birbirlerini çiğnerler önce ben gideceğim diye’’ Gülümsedi ve etrafına bakınıp kimselerin olmadığından emin olduktan sonra ‘’Evet haklısınız’’ dedi kısık bir ses tonuyla. Sordum.

            ‘’Efendim ben fakir olsam ve nikâh kıydırmak istesem ne olur?’’

            Yüzüme ciddi miyim? Değil miyim diye baktı ve   

            ‘’Buraya gelirseniz belirli saatlerde ücretsiz kıydırabilirsiniz’’

            Makbuzumu alıp teşekkür ederek ayrıldım oradan, encümenler yılbaşında %25 zam yapmışlar dosya parası ve nikâh kıyma parasına. Sosyal belediyecilik dediğin de, böyle olur zaten.

            Nikâh tarihi alma işini büyük mücadeleler sonucu, araya torpil sokmadan, kimselerle kavga etmeden, memurlar bize kıymadan, kazasız belasız bitirdik şükür. Geriye kaldı düğün, ona da Allah kerim gari!