Cumhuriyet; milletin, egem...


Cumhuriyet; milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimidir. İlkokul sıralarından başlayıp üniversite hatta hayat sıralarında bile bize öğretilen tanım. Bildiğimiz, okuduğumuz, devlet kurumlarımızın isminin önünde yer alan, dilimize, gözümüze, gönlümüze yerleşmiş kelimedir, cumhuriyet…

“Cumhur” ile başlar, cumhuriyet kelimesi. Özü, öznesi, gücün kullanıcısı ile…

“İye” ile devam eder.  Kendisinin olan bir şeyi, yasaya uygun olarak dilediği gibi kullanabilen kimse, sahibi ile…

“T” ile bittiğine göre biz de açıklamasını yazının bitimine saklayarak özgürlüğün, egemenliğin yolundan devam edelim.

(Bu yol gerçi yaza yaza bitmez, anlata anlata bitmez. Bitti denilen yerlerde, kelimelerin bittiği yerlerde aziz şehitlerimizin kanları mürekkep olmuştur, Türk’ün şanlı tarihine…)

Mevlana’mızın pergel metaforuna tutunup pergelin iğneli ayağını, sabit ayağını Yüce Türk Milleti’nin yüreğine koyalım, diğer ayağıyla uzanalım Anadolu’ma… Samsun’da yanan ateş, Amasya, Erzurum, sonra Sivas Kongresi… Sivas’ta alınan kararların önemine değinecek olursak; milli birlik ve beraberlik büyük oranda sağlanmıştı. Gücünü halktan alan yeni bir otorite ortaya çıkmıştı. Mustafa Kemal lider olarak benimsenmişti. .Mandacılık kesin olarak reddedilmişti. Tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edilmişti. Ezelden beridir hür yaşayan millet, hür yaşamaya kararlıydı. Yol çetindi.

Hazır Sivas’a kadar gitmişken uzanalım Şarkışla’ya. 123 sene evvel 25 Ekim’de dünyaya gelen ünlü halk ozanımız Aşık Veysel’e. Bağlamasının teli gönül telimize değer, “Hepimiz Bu Yurdun Evlatlarıyız” türküsünde:

“Kitaplar yazılmış nasihat dolu

Birlikte güçlenir gençliğin kolu

Gençliğe emanet Atatürk yolu

Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız.”

“Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız” der, milli egemenlik sevdalıları…

Yurdu düşmandan arındırır, hak eden evladımız bizi yönetsin der, kurar Cumhuriyeti..

Nadide eserimiz bugün 94 yaşında!

Cumhur, güç; cumhur, yönetici; cumhur, söz sahibi…

Peki cumhuriyet cumhurdan ne ister?

Haddimi bilerek,

Eserin sahibi ile söze girerek

Atam’ dan başlamak isterim:

Cumhuriyet cumhurdan

Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür

Nesiller ister.

Dalkavukluktan uzak

Karanlığın gücü gezegenleri yörüngesine girmiş

Uyduluktan uzak

Cumhuriyet cumhurdan

Yurdu aydınlığa ulaştıracak

Güneş ister.

Dünya ölümlü, gün akşamlı

An gelecek, vücudun toprak olacağı

Yokluk evreninde hep yaşatacağı

Cumhuriyet cumhurdan

Sonsuzluğa uzanacak kalede dalgalanacak

Bayrak ister.

Kahvehanelerin demirbaşı değil

Dedikodu kazanlarının kaşığı değil

Bilim, sanat meraklı

Kütüphane aşığı, fikir insanı

Cumhuriyet cumhurdan

Kültür ister.

Cumhuriyet cumhurdan

İnsanlık ister.

Cumhuriyet cumhurdan

Fazilet ister.

(Son harf “T” yi yazının sonuna bırakmıştım. “T insan modeli” yaklaşımı fütüristler tarafından geleceğin insanını tasvir ediyor. Leonardo da Vinci´ nin altın oranından da esinlenilerek yeniçağ insanının alması gereken formasyonu anlatmak için kullanılıyor.

Bir şeyin her şeyini bilen, dikey öğrenen; T´nin dik bacağını,

Her şeyin de bir şeyini bilen, yatay öğrenen; T´nin yatay bacağını ifade ediyor.)

Yani cumhuriyet cumhurdan çağa uyum sağlayan yurttaşlar ister!

‘Faruk GÜLHAN – Öğretmen’