Bizim kuşak, bilinen tüm...

Bizim kuşak, bilinen tüm aşıları olmuş bir nesildir, O yüzden sağlıklı bir nesil olduğumuza inanıyorum. Ülkemizin sağlık sisteminin bir başarısı olarak gördüğüm, birçok hastalığın çocukluğumuzda (1970 lerde) ortadan kaldırıldığını biliyordum fakat yakın dönemde çevremizde bulunan komşu ülkelerden gelen göç sebebiyle, yok ettiğimiz birçok hastalığın tekrar görülmeye başlandığı da bir gerçektir.
Benim anlamadığım ve hiçbir zaman da anlayamayacağım bir durum, Pandemi dolayısı ile kayıplarımızın arttığı bir dönemde sosyal medya da ve Tv ler deki açık oturumlarda anlı şanlı Hekimlerin, Profesörlerin, Gazetecilerin hangi aşıyı olalım, ya da aşı olalım mı? Olmayalım mı? Hangi ülkenin aşısı daha iyidir? Tartışmaları ile insanların kafalarını karıştırmalarıdır. (Deprem konusunda olduğu gibi) Bu memleket bir kabile Devleti değildir, köklü bir sağlık teşkilatına sahiptir, bu teşkilat üretilmiş en iyi aşıyı alır ve halkına uygular. Aşı üretim teknikleri açısından benim tercih ettiğim aşı ise, klasik şekilde üretilmiş aşıdır, zayıflatılmış mikrobun vücuda verilmesi şeklinde olanıdır, çocukken olduğumuz tüm aşılar gibi.
Şimdi moda olan bir şey daha var, aşı reddi, gündem olmadığı için toplumun büyük bir kesiminin bundan haberi olmasa da, böyle bir gerçekle yüz yüzeyiz. Yenidoğan bebeklere (Hepatit) İlkokul birinci sınıfta çocuklara dörtlü karma aşı (Difteri, Boğmaca, Tetanos ve çocuk felci) sekizinci sınıfta ise (Difteri ve Tetanoz) aşıları yapılır. Bedelli askerlere (Tetanoz) uzun dönem askerlere ise (Tetanoz ve Menenjit) aşıları yapılır. Tüm bu aşıları Devletimiz ücretsiz olarak yapmaktadır. Son zamanlarda okullarda ve kısa dönem askerlerde aşı reddi çok sık görülmekte ve kendilerine aşıyı red ettiklerine dair bir tutanak imzalatılmaktadır.
Şimdi askerleri anladık fakat yeni doğan ve ilkokulda hiç aşı olmamış bir çocuğun ailesi tarafından ‘’benim çocuğuma aşı yapmayın, biz izin vermiyoruz’’ demesini nereye koyacağız, ileride yukarıda saydığım hastalıklara korumasız olarak yakalanacak bu çocukların vebalini kim ödeyecek? Yapılacak bu aşılarla sağlıklı bir ömür geçirecek çocuğun ileriki zamanlarda tedavisi için sağlık sistemine getireceği maddi kayıpları saymıyorum bile.
Bakanlık sağlık birimlerinden geri bildirim istiyor, Ailelerin ikna edilmesi için telefonla aranıp bilgilendirme yapılıyor fakat çok azı ikna edilebiliyor. Neden? Aşı reddi yaptıkları sorulduğunda verilen cevaplar şu an ekranlarda gördüğümüz cevaplarla aynıdır. Yabancı aşıya olan güvensizlik, mensup olduğu tarikat ya da cemaatin uygun bulmaması, genlerin bozulacağı, kısırlaştırılma korkusu, içlerine cip yerleştirilme korkusu vb. Bu önyargıların giderilmesi için halkı bilinçlendirme çalışmalarının ivedilikle yapılmasının yararlı olacağı kanaatini taşıyorum.
Ülkemizin sağlık sistemine güvenim sonsuz, dediğim gibi öncelikli tercihim klasik yöntemle yapılmış aşılar, o olmazsa devletimin yapacağı, menşei neresi olursa olsun her aşı benim için uygundur ve hiç tereddüt etmeden yaptırırım.
Benim şahsi görüşüm bu işin zorunlu olması ve ülkemdeki her ferdin aşılanması yönündedir, Halktaki bu yabancı aşılara karşı olan önyargının giderilebilmesi için eğitimin yanında bir an önce aşıları kendimizin üretmesi ve vatandaşa gururla ‘’Bu aşıları biz üretiyoruz, bu aşılar yerli ve milli aşılardır, güvenle yaptırabilirsiniz’’ diyebilmemizdir.
Raşit ÖZTÜRK
Yazar
Yazar