2000’li yılların başı, PAÜ’nün işletme müdürlüğünü yapıyorum. Ne malzeme alacak, ne tadilat yapacak para yok. Maddi manevi herkesin yardımına ihtiyacımız var. Özellikle tadilat işlerinde inşaat mühendisi olan kardeşimden destek alıyorum. Karşılıksız danışmanlık yapıyor anlayacağınız. Bize maliyetine iş yapacak usta buluveriyor. Tabii bu nedenle de hastaneye sık girip çıkar oldu. Birilerinin dikkatini çekmiş. Bir gün Türk sağlık sendikasından, altında Rayif Kurşunoğlu imzalı bir yazı geldi. Tadilat işlerini kimlere verdiğimiz ile ilgili bilgi ve belge talep ediyorlardı.
Evrakları hazırladım ve görüşlerine sundum. Çiğ et yiyeninin karnı ağrısın. Bu vesile ile Rayif Kurşunoğlu diye birini tanıdım, Akkent’e 3 km uzaklıktaki Ortaköy’den komşum olduğunu öğrendim. Sadece hemşerim değildi, biz aynı dünyanın insanı idik. Benim hiçbir sendikaya üye olmuşluğum yoktur ama olsa idi Türk Sağlık sendikasına olurdum herhalde.
O zaman için, onlarda az çok biliyorlardı kim olduğumu, dünyaya hangi pencereden baktığımı. Bizim adamdır, dokunmayalım dememişlerdi. Onlar sendika olmanın, kamu vicdanı olmanın gereğini yaptılar, ben de hiç gocunmadım, kamu görevi yapıyor olmanın hassasiyetini gösterdim.
Daha sonra hemşeri ve aynı düşünce dünyasının insanı olmaktan sebep görüşür, sohbet eder olduk. Sendikada ziyaret ettim, çayını içtim. Üniversite hastanesinde çalışan arkadaşların verdiği bilgi doğrultusunda hareket ettiklerini söyledi. Ne o arkadaşlara, ne de Rayif beye kin tutmadığıma yaşayanlar şahittir. Sadece beni doğrudan uyarabilir, aman hocam dikkat et, yanlış anlaşılabilir demelerini, yazılı bir sorgudan önce beklerdim dedim kendilerine.
Güzel günlerdi, bilerek bilmeyerek yanlış yaparsanız düzeltecek Rayif başkan gibiler vardı. Bundan sebep PAÜ işletmesi o zamanlar kar edebilen bir kurumdu. Var mı şimdi böyle örnekler, kol kırılır en içinde kalır diye bir şark kurnazlığının arkasına saklanmış gidiyoruz. Bilmiyoruz, anlamıyoruz ki; ne o kol, ne de o yen bizim değildir, sadece emanettir.
Yıllarca Denizli Kamu-Sen İl Temsilcisi, Türk Sağlık-Sen Denizli Şube Başkanlığı yaptı. Bu görevlerin başına oturan kişiler zamanla vazgeçilmez olduklarını sanarak başka bir insan oluyorlar. Yıllardır tanıdığım Rayif başkanda en ufak bir değişim görmedim. Her zaman kendiliğinden ortaya çıkan bir mütevaziliği vardı. Yüzünde sohbeti davet eden bir tebessüm olurdu.
En son 20 Eylül’de Servergazi Devlet Hastanesi önünde yaptığı açıklama vesilesi ile meydanda idi. Yüzünde maskesi, yanında sağlık çalışanları ile. Önce sağlık bakanına göstermiş olduğu özverili çalışma için teşekkür etti. Ardından hangi perdeden ve hangi netlikte söylenmesi gerekiyorsa öylece sağlık çalışanların sorunlarını ve taleplerini dillendirdi. Bizi aldatıyorsunuz, yapmayın dedi, daha ne desin…
Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. Kederli ailesine sabırlar dilerim. Emanet bildiği görevi layıkıyla yapmaya çalıştı, rabbim takdir edecektir. Kendisini çok özleyeceğiz…
Prof. Dr. Bülent TOPUZ