Yalan dünyanın en yakıcı sorunu Filistin sorunudur. İsrail’in bebek, çocuk, kadın demeden Filistinlileri katletmesi, insanın insana yaptığı zulmün bu dünyada cezasız kalacağını en somut delilidir. Birleşmiş Milletler’in nasıl fonksiyonsuz ve yaptırımsız bir kurum olduğunu net bir şekilde ortadadır. Bu durumdan cesaret alan Myanmar, bir milyon Arakanlı’yı yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan sürmüş atmıştır. 

Dünyada hukukun üstünlüğü değil, güçlünün hukuku geçerlidir. Dünyayı bu hale getirenler, İsrail ve benzerlerinin yaptıklarına göz yuman Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve bunların kuyruğuna takılan dünyanın geri kalanıdır.


Dünyanın neresinde bir çatışama var ise, bırakın komşu ülkeleri uzak diyarların ülkeleri bile çatışan tarafları bir tarafından tutuyor, destekliyor, çatışmayı körüklüyor ve sür gitmesini sağlıyorlar. Bu nedenle barışın dar bölgelerin bölgesel sorunu olmadığını, bilakis dünyanın genel bir sorunu olduğuna inanırım.

[ilgili-haber=1189]

Barışın hep bir yerden başlayacağını ve dalga dalga dünyanın kalanına yayılacağını düşünmüşümdür. Bu yerin Filistin olduğunu düşünürdüm. Filistin sorunu benim gözümde yıllarca bir turnusol kağıdı görevi görmüştür. Bu sorun çözülürse dünyadaki bütün sorunların çözüleceğine inanırdım. Çözülürse şartı çözülemez manasında değildi, bilakis bu sorun çözülecek ve ardından bütün sorunlar bu çözümü takip edecekti. İnsanlığın ve medeniyetin sürekli olgunluk yönünde gelişeceği beklentisi, umudu ve hatta gözlemi bana bunu düşündürtüyor ve söyletiyordu.

Ancak son on yıllık dünya tarihi bize gösterdi ki, dünyada insanlık ve medeniyetin gelişimi diye bir şey yok. Yerimizde sayaydık iyiydi ama daha da geriye gittiğimiz bir gerçek. İsrail 2018 Mayıs ayında barışcıl gösteri yapan silahsız Filistinlilerin üzerine, kullanılması yasak olan, vücuda girdikten sonra patlayan mermilerle ateş etmiş ve altmıştan fazla göstericiyi öldürmüştü. İsrail devleti yöneticilerinin o gün yaptıkları yanlarına kaldığı için bugün yaşadıklarımız sürpriz olmuyor.

Yahudiler 1947’de sadece %6’sına sahip oldukları bu toprakların şimdi tamamına sahip olmakla yetinmeyip, yüzyıllardır orada yaşayan Filistinlilerin ülkeyi terk etmeleri için zorbaca yöntemlere başvurmaktalar. Bir Kadir gecesi Mescidi Aksa’da ibadet etmelerine bile engel çıkararak, adeta sizin bu topraklarda işiniz bitti demekteler.

Yahudilerin ikinci dünya savaşında yaşadıklarını Filistinlilere yaşatmaları psikolojik, sosyolojik ve felsefi bakımdan nasıl izah edilebilir. En gaddar olanın en mağdurdan çıkması nasıl bir tezattır.

Günümüzün liderlerini dünyanın hızla yol aldığı karanlığın birer sebebi değil, neticesi olarak görüyorum. İnsan denilen varlık bencillik ve benmerkezcilikte sınır tanımıyor. Kendinden olmayana bakışını tarif etmek için ötekileştirme tanımı cılız kalır.  

Dileyelim bu karanlık şafak vaktinden önceki zifiri karanlık olsun…
Prof. Dr. Bülent TOPUZ