Hiç düşündünüz mü bilmem? Ben düşünüyorum zaman zaman ve hayr...
Hiç düşündünüz mü bilmem? Ben düşünüyorum zaman zaman ve hayretler içinde kalıyorum. Zaman ne kadar hızla akıp gidiyor! Daha dündü sanki Kurban bayramına bir ay kaldı diyeli o kadar çabuk geldi ve geçti ki! Bir ay daha gitti kalan ömrümüzden. Önümüzde ne kaldı çabuk gelmesini istediğimiz? Bazıları için tatil zamanı, bazıları için hasat zamanı, oğlanın düğünü, okulların açılması, yazın bitip havaların serinlemesi, torunun gelmesi, bu yılsonu gelse de emekli olsam vb. İçinde bulunduğumuz zamanın tadını çıkarmak varken neden hep gelecek zamanı iple çekiyoruz? Çekiyoruz da o ipin ucundaki yumakta ne kadar ip kaldığını hiç hesap ediyor muyuz?
Sene 1975 Çal / Akkent Ortaokulu’ndayım. Mevsimlerde ilkbahar, okulun kapanmasına az kalmış, havalar ısınmış, doğa uyanmış, her yer yeşile boyanmış. Sınıfın pencereleri açık, dışarıdan mahallenin çocuklarının sesleri ağaçlarda yavrularına uçmayı öğreten kuşların seslerine karışıyor. Kanımın kaynadığı zamanlar, Hamide öğretmen tarih dersinde Avar Devletini anlatıyor, anlatıyor da benim ise sadece bedenim orada, hülyalara dalmışım her zaman olduğu gibi, Aklıma ne zaman emekli olacağım geldi, henüz ortaokulda okuyan bir genç için emekliliği düşünmek ne kadar abesle iştigal bir durum olsa da düşündüm işte! Önümde açık duran defterime yazmaya başladım 1975, 1976, 1977………… 2000 e gelince durdum ve yılları tek tek saydım 2000 yılında 38 yaşında olacaktım, hayretler içinde kaldım o tarih bana yıldızlar kadar uzak geldi, ben o kadar yaşar mıydım acaba? Nasıl birisi ve nerede olurdum? Evlenmiş ve çocuklarım olurdu herhalde diye düşünürken Hamide öğretmen benim dersi dinlemediğimi ve başka alemler de gezdiğimi anlamış olmalı ki! İsmimi söyledi, döndüm o anki zamana, kalktım ayağa aval, aval bakıyorum Hamide öğretmene, o da merakla bana bakıyor ‘’ Anlat bakalım Avar Devletini’’ dedi, böyle soru mu olur? Dedim içimden, kaç yılında emekli olacaksın dese hemen cevap vereceğim fakat Avar Devleti hakkında hiçbir ilgim ve bilgim yok. Biraz sessizlikten sonra ‘’Avarlar bir Türk Devletidir’’ dedim, Hamide öğretmen bu kadarını bile bildiğime şaşırdı, gerisi gelecek mi? Diye bekliyor fakat benden ses çıkmayınca. ‘’Otur yerine eşek herif, dersle hiç alakan yok’’ dedi ve defterine bir şeyler karaladı, tahminim benim emekli olacağım tarihi değil de, zayıf bir not yazdığına eminim, oturdum yerime ne gam! Kaldığım yerden devam ettim saymaya ve emeklilikte neler yapacağıma, o zaman okuldan çıkınca yolda aksakallı Hızır önüme çıkıp 2000 yılına göndereyim mi seni dese EVET diyeceğime emindim. Cahillik işte yaşanmamış 25 yıl ne olacak diye düşünmez mi insan!
[ilgili-haber=1508]
[ilgili-haber=1509]
Zamanı beriye doğru çekmek ileride kalan zamanın azaldığını düşünmeden yaptığımız bir eylem, tanıdığım birçok insan da aynı durumda hep zamanı beriye çekmeye uğraşıyorlar bu günü keyifle yaşamayı pek düşünen yok gibi.
Zaman, zaman şehirden bunaldığımda köyüme gider birkaç gün kalır ve dönerim şehre, fark ettim ki köyde zaman daha yavaş akıyor, şehirler büyüdükçe zamanın daha hızlı aktığını belirtmeliyim, bunun sebebi şehirlerde daha çok insan ve daha çok problem olmasının yanında insan ihtiyaçlarının çokluğu, mesafelerin uzaklığı da bir sebep. Bazen aklıma gelir gençliğini şehirlerde geçiren kişilerin emekli olunca bir sahil kasabasına ya da köyüne dönme isteğinin altında zamanı yavaşlatma isteği mi yatıyor? Diye.Okuyabilseydim bu zaman işine bir çare arardım herhalde, insanlar bir şeyler peşinde koşuştururken ömürlerini tüketiyorlar bunun farkına vardıklarımda ise çok geç oluyor, zamanı yavaşlatmak için bir sahil kasabasına ya da köylerine dönseler bile sağlık sorunları ile boğuşmaktan kalan zamanı da istedikleri gibi yaşayamıyorlar.
Bu durumun farkında olan sen ne yapıyorsun diyenler olabilir. Zamana bağlı kalmadan onun esiri olmadan istediğim yere gidiyor, istediğim gibi yaşamaya çalışıyorum, yakın zamanda köyün birinden bir bahçe alıp zamanı daha da yavaşlatmaya çalışacağım.
Ne demiş birisi, zaman çatlak testideki su gibidir, içsen de bitecek içmesen de.
Raşit ÖZTÜRK
Yazar
Yazar