Dispozofobi Nedir
Dispozofobi genellikle herhangi bir değeri olmayan sağlıklı ve eski eşyaları atmayıp biriktirme hastalığı olarak ifade edilmektedir. Dispozofobi, kompulsif biriktirme hastalığı, istifçilik olarak da geçiyor. Bu hastalık; değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna denir.
Han daha çocukken çok değer verdiği oyuncağının annesi tarafından çöpe atılmasından sonra duygusal olarak oyuncağına bağlı kalmış ve kaybolması gerçeğiyle yüzleşmiştir. Annesi çocuk kalırsın deyip oyuncağı atmıştır ama Han onun için değerli olan her şeyi saklamak korumak istemektedir. Çocukluğunda hayran olduğu öğretmeninin atkısını hala saklaması ve İnci’ye olan düşkünlüğü de bu sebeptendir.
Dispozofobi, kişi için önemli olan hiçbir şeyi atamama ve biriktirme hastalığıdır. "İstifçilik" olarak da adlandırılan bu hastalık, değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna deniliyor. Dizpozofobiye sahip olan kişiler bazı eşyalarını ileride lazım olabilir düşüncesiyle saklıyor. Dispozofobi hastaları eski dergiler, plastik kaplar, giysiler, önemsiz e-postalar, faturalar, not tutulmuş ya da liste yapılmış kâğıtlar gibi gereksiz birçok şeyi biriktirir.
Tutumlu olmak, bazı eşyaları ileride lazım olabilir düşüncesi ile saklamak biriktirme hastalığı değildir. Biriktirme hastalığında, toplanan ve bir türlü atılamayan eşyalarda bir düzensizlik ve tutarsızlık vardır. Bu yüzden koleksiyonculuktan da çok farklıdır. Koleksiyonerler, sadece bir ya da birkaç alanla alakalı eşyaları toplarlar. Üstelik toplanan eşyalarda bir düzen vardır. Hobilerini belirli bir disiplinle yürütürler.
Dispozofobi genellikle herhangi bir değeri olmayan sağlıklı ve eski eşyaları atmayıp biriktirme hastalığı olarak ifade edilmektedir. Dispozofobi, kompulsif biriktirme hastalığı, istifçilik olarak da geçiyor. Bu hastalık; değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna denir.
Han daha çocukken çok değer verdiği oyuncağının annesi tarafından çöpe atılmasından sonra duygusal olarak oyuncağına bağlı kalmış ve kaybolması gerçeğiyle yüzleşmiştir. Annesi çocuk kalırsın deyip oyuncağı atmıştır ama Han onun için değerli olan her şeyi saklamak korumak istemektedir. Çocukluğunda hayran olduğu öğretmeninin atkısını hala saklaması ve İnci’ye olan düşkünlüğü de bu sebeptendir.
Dispozofobi, kişi için önemli olan hiçbir şeyi atamama ve biriktirme hastalığıdır. "İstifçilik" olarak da adlandırılan bu hastalık, değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna deniliyor. Dizpozofobiye sahip olan kişiler bazı eşyalarını ileride lazım olabilir düşüncesiyle saklıyor. Dispozofobi hastaları eski dergiler, plastik kaplar, giysiler, önemsiz e-postalar, faturalar, not tutulmuş ya da liste yapılmış kâğıtlar gibi gereksiz birçok şeyi biriktirir.
Tutumlu olmak, bazı eşyaları ileride lazım olabilir düşüncesi ile saklamak biriktirme hastalığı değildir. Biriktirme hastalığında, toplanan ve bir türlü atılamayan eşyalarda bir düzensizlik ve tutarsızlık vardır. Bu yüzden koleksiyonculuktan da çok farklıdır. Koleksiyonerler, sadece bir ya da birkaç alanla alakalı eşyaları toplarlar. Üstelik toplanan eşyalarda bir düzen vardır. Hobilerini belirli bir disiplinle yürütürler.
[ilgili-haber=227]
[ilgili-haber=226]
[ilgili-haber=177]
Editör: TE Bilisim