Önümüzdeki 10 -...
Önümüzdeki 10 - 50 yıl içerisinde yaşadığınız bölgedeki yağış miktarının yarıya düştüğünü düşünün: Denizlimizde böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızda geleceğimize yönelik çok ümitvar olamayacağımız açıktır. İlimiz yetiştirilen tarımsal ürün çeşitliliğine ve miktarına bakıldığında tarıma çok elverişli olmakla birlikte son yıllarda küresel iklim değişikliklerine bağlı olarak artan sıcaklıklardan ve kuraklıktan olumsuz etkilenen illerin başında gelmektedir. Artan sıcaklıklar ve yaşanması muhtemel kuraklıklar; kiraz, elma, nar, ceviz, üzüm, ayva, kestane ve incirin yanı sıra kekik, pamuk, domates ve hububata kadar çok çeşitli tarımın yapılabildiği bu topraklarda tarımsal üretimin azalması yada hiç yapılamayacak duruma gelmesi, Denizli Horozumuzun neslinin tükenmesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yerini alan bembeyaz Pamukkalemizin kararması demektir. Böyle bir kuraklık sonucu topraklarımızın büyük kısmı tahmin edilebileceği gibi çöle dönüşecektir. Bir zamanlar verimli olan tarım toprakları üretimden uzak ve işlevsiz kalacaktır.
“Toprak bir gün yağmurun kıymetini anlayacak; fakat o gün yağmur yağmayacak”, Nicanor Parra
Dünyada her yıl 6 milyon hektar alan çölleşmektedir. Çölleşme ve kuraklıktan kaynaklanan senelik gelir kaybı 42 milyar doları aşmıştır.Günümüzde 250 milyon insan, çölleşmeden doğrudan etkilenmekte ve dünya nüfusunun bir milyardan daha fazlası da çölleşme riski altında bulunan bölgelerde yaşamaktadır. Son 25 yılda yaşanan olumsuzluklar, özellikle Afrika'nın bazı ülkelerinde görülen kıtlık ve açlık ciddi problem haline gelmiş durumda..
Her gün 6000 çocuk ölüyor
Her altı kişiden biri temiz içme suyu bulamıyor..
2.4 milyar insan (Dünyanın %40’ı) sağlıksız su şartlarına maruz…
1milyar insan yeterli içme suyundan yoksun...
Günlük su tüketimi Almanya’da 620litre/gün.kişi, İstanbul’da 90-130 litre/gün.kişi, Dünyada 80 ülkede toplam 2 milyar insan 2-3 litre/gün.kişi…
2 dilim ekmeği çöpe atmak 1 buçuk ton suyu israf etmek demek.
1 kâse pirinç pilavını çöpe atmak 3 buçuk ton suyu israf etmek demek.
Üstünüzdeki tişörtün pamuğu ekilip, toplanıp, işlenip ürün haline gelinceye kadar 20 ton su harcanıyor.
Su ve toprak kaybedildiğinde yerine konulamayan hazinedir.
Son yıllarda belirgin şekilde küresel iklim değişikliğine maruz kalıyoruz. İklim değişikliği ile beraber sıcak ve kurak bir iklim beklenmektedir. Sıcak iklim demek ormanlık alanlarda azalma ve orman yangınlarda artma demek, hayvanların ölüm oranında yükselme, balık türlerinin zarar görmesi veya yok olması demek, bulaşıcı hastalıklarda artış demek, su kıtlığı demek, yer altı sularının azalması ve tuzlanması demek, toprağın tuzlanması çölleşmesi demek, açlık ,insan ve hayvan ölümleri, ekonomik kayıplar, sosyal huzursuzluk, göç demek. Tarımla geçinenler su olmadığı için üretim yapamayacaklarından göç etmek mecburiyetinde kalacaklardır. Kuraklık, meteorolojik kuraklık olarak başlar, tarımsal ,hidrolojik kuraklık olarak gelişir ve sosya- ekonomik kuraklık olarak devam eder. Kuraklığın etkilerinin en fazla suya talebin en çok olduğu zamanlarda hissedilir, ama o zamanda herhangi bir önlem almak için artık geçtir.
Kuraklık sosya-ekonomik bir sorundur. Kuraklığın olması köylerde yaşayan insanların yoksulluğu ve açlığı demektir. Bunun sonucunda tarımla uğraşanlar işsiz, sanayi hammaddesiz kalır. Toplumda önce kişisel ekonomik ve sosyal, sonrada toplumsal boyutta sorunlara yol açar.
Suyun her damlasına ihtiyacımız var.
Küresel ısınmadan, susuzluktan ve kuraklıktan kurtulmak ve korunabilmek için; güneş, rüzgâr ve jeotermal enerji kaynakları devreye sokulmalı, hidroelektrik santraller kurulurken doğal denge bozulmamalı, kurutulan sulak alanlar tekrar suya kavuşturulmalı, sulamada meydana gelen kayıpların önüne geçmek için basınçlı sulama sistemleri desteklenmeli, kaçak kuyular kapatılmalı, yağmur suyu hasadı yapmamız gerekiyor, açık arazilerde yağmur suyunun önüne setler yapılarak yer altı sularının beslenmesi, tarım, sanayi evsel kullanımda su kayıplarının önüne geçilmeli ,insanlarımıza su ve suyun önemi anlatılarak, dikkatli ve doğru su kullanımı öğretilmelidir. Sonuç olarak; Su gereksinimini karşılayabilmek için su kaynaklarını artırma olanağı bulunmadığından, su kullanımında teknik ve tasarruf önlemleriyle su tüketimini azaltmaktan, sudan geri dönüşümle yararlanma gibi çarelerden başka çıkar yol görülmemektedir. Kısaca, sürdürülebilir su ve çevre politikalarını geliştirmek ve uygulamak mecburiyetindeyiz.
Su gelecektir. Akıp giden geleceğimizin elinden tutun.Suyun alternatifi yok. Suyumuzu israf etmeyelim.
'Ayşen KUNDURACI - Ziraat Mühendisi'