GDO ile ilgili yazı yazm...
GDO ile ilgili yazı yazma düşüncem Denizli Güncel Sağlık Sitemizde memleketim Çal’da “genetiği değiştirilmemiş (GDO’suz ) soya fasulyesi yetişecek başlığını görünce” oluştu. Çal’da soya fasulyesi yetiştiriciliğine başlanması çok sevindirici. Madem konuya soya ile girdik. GDO da adı en fazla geçen soya ve mısırın kullanıldığı ürünler ile konuya başlayalım.
Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakkaroz, fruktoz içeren yiyecekler sık sık tükettiğimiz gıdalar arasında yer alıyor. Örneğin, bisküvi, kraker, pudingler, bitkisel yağlar, bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazır çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen hayvansal üretimden elde edilen gıdalar GDO bulunma riski taşıyanların başında geliyor.
GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) Ne Demektir?
GDO, bitki ve hayvanların istenilen bir özellik katmak için başka bir canlıdaki genetik özelliği kopyalayarak diğer canlıya aktarılmasıyla ortaya çıkan yeni organizmaya GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) denir.Her zaman gündeme geldiği üzere; GDO’lar kolera bakterisi geni taşıyan yonca, akrep geni taşıyan pamuk, tavuk genli patates, balık genli domates gibi gıdalar şeklinde karşımıza çıkabilir.
Dünya’da Hangi ürünler GDO’lu olabilir?
Mısır, domates, patates, pirinç, soya, buğday, kabak, bal kabağı, ayçiçeği, yer fıstığı, bazı balık türleri. Bunların dışında çalışmaların devam ettiği ürünler; muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, karpuz, kanola.Mısır ve soya genleriyle oynanmış bitkiler arasında ilk sıralarda yer aldığı için bu bitkilerden üretilen yan ürünlerin kullanıldığı bütün ürünler GDO’lu olma riski taşıyor.GDO’nun doğal çeşitliliği ve biyolojik mücadelede etkili yararlı böcekleri yok etme, yabani otlarla mücadelenin zorlaşması, antibiyotiklere karşı direnç kazanma, sağlıksız hayvansal üretim ve hayvansal ürünler gibi riskleri bulunmaktadır.GDO riskinin faydalı bir çok canlıyı yok etmesine bir örnek verecek olursak ; toksin karakterli Bt (Bacillus thuringiensis) geni aktarılmış bir bitkiyi yiyen bir böcekle beslenen Uğur Böceği gibi yararlı böceklerin ölüm oranının arttığı ve gelişmelerinin geciktiği saptanmıştır.Çiftçilerimizin Uğur Böceğine bu ismi verme sebebi; Uğur Böceğinin bitkilerdeki bitleri yemesi ,Uğur Böceğinin bol olduğu sene mahsulünde bol olduğunu tespit ettikleri için vermiştir.
Mısır, domates, patates, pirinç, soya, buğday, kabak, bal kabağı, ayçiçeği, yer fıstığı, bazı balık türleri. Bunların dışında çalışmaların devam ettiği ürünler; muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, karpuz, kanola.Mısır ve soya genleriyle oynanmış bitkiler arasında ilk sıralarda yer aldığı için bu bitkilerden üretilen yan ürünlerin kullanıldığı bütün ürünler GDO’lu olma riski taşıyor.GDO’nun doğal çeşitliliği ve biyolojik mücadelede etkili yararlı böcekleri yok etme, yabani otlarla mücadelenin zorlaşması, antibiyotiklere karşı direnç kazanma, sağlıksız hayvansal üretim ve hayvansal ürünler gibi riskleri bulunmaktadır.GDO riskinin faydalı bir çok canlıyı yok etmesine bir örnek verecek olursak ; toksin karakterli Bt (Bacillus thuringiensis) geni aktarılmış bir bitkiyi yiyen bir böcekle beslenen Uğur Böceği gibi yararlı böceklerin ölüm oranının arttığı ve gelişmelerinin geciktiği saptanmıştır.Çiftçilerimizin Uğur Böceğine bu ismi verme sebebi; Uğur Böceğinin bitkilerdeki bitleri yemesi ,Uğur Böceğinin bol olduğu sene mahsulünde bol olduğunu tespit ettikleri için vermiştir.
Hibrit tohum nedir?
İki farklı saf hattın yani ana ve babanın üstün özelliklerinin birbirleriyle melezlenmesinden elde edilen yavru döl (hibrit) melez olarak adlandırılır. Melez azmanlığı sayesinde geleneksel tohuma göre yüksek verim ve kalitede ürün elde edilir. Doğa ile barışıktır. Saf hat bir anne ile saf hat bir babanın melezi olduğu için, çiftçi bu tohumu tarlaya ekip kendisi tohum almaya kalktığı zaman, bu tohum ya annesine ya da babasına dönmektedir. Bir sonraki sene tohum alınıp ekildiğinde ilk sene ekiminden elde edilen verim ve standart kalite elde edilmemektedir. Bu yüzden çiftçi her yıl o tohumu satın almakta, kendi tohumunu bir sonraki yıl ekememektedir.
Yerli tohum nedir?
Yerli tohum, genetiğiyle oynanmamış, binlerce yıllık değişime uyum sağlayarak günümüze kadar ulaşmış atalarımızın kullandığı doğal tohumdur. Yerli tohum o bölgeye toprak ve mevsim koşullarına adapte olmuştur. Dedelerimizin, ninelerimizin kendi ürettiği ve yıllarca kullandığı tohumlardır. Olgunlaştıklarında tohumları alınarak nesilden nesile aktarılarak her sene tekrar tekrar verim alınabilir tohumlardır. Yerel tohumlar o bölgenin genetik bakımından çeşitliliğini zenginliğini yansıtır. Bir bölgede ne kadar yerel tohum çeşidi varsa o bölge bir o kadar verimli ve bitkisel zenginliği fazladır. Yerel tohumlar biyolojik çeşitliliği korur.
İki farklı saf hattın yani ana ve babanın üstün özelliklerinin birbirleriyle melezlenmesinden elde edilen yavru döl (hibrit) melez olarak adlandırılır. Melez azmanlığı sayesinde geleneksel tohuma göre yüksek verim ve kalitede ürün elde edilir. Doğa ile barışıktır. Saf hat bir anne ile saf hat bir babanın melezi olduğu için, çiftçi bu tohumu tarlaya ekip kendisi tohum almaya kalktığı zaman, bu tohum ya annesine ya da babasına dönmektedir. Bir sonraki sene tohum alınıp ekildiğinde ilk sene ekiminden elde edilen verim ve standart kalite elde edilmemektedir. Bu yüzden çiftçi her yıl o tohumu satın almakta, kendi tohumunu bir sonraki yıl ekememektedir.
Yerli tohum nedir?
Yerli tohum, genetiğiyle oynanmamış, binlerce yıllık değişime uyum sağlayarak günümüze kadar ulaşmış atalarımızın kullandığı doğal tohumdur. Yerli tohum o bölgeye toprak ve mevsim koşullarına adapte olmuştur. Dedelerimizin, ninelerimizin kendi ürettiği ve yıllarca kullandığı tohumlardır. Olgunlaştıklarında tohumları alınarak nesilden nesile aktarılarak her sene tekrar tekrar verim alınabilir tohumlardır. Yerel tohumlar o bölgenin genetik bakımından çeşitliliğini zenginliğini yansıtır. Bir bölgede ne kadar yerel tohum çeşidi varsa o bölge bir o kadar verimli ve bitkisel zenginliği fazladır. Yerel tohumlar biyolojik çeşitliliği korur.
Tohumların doğal oluşu ve tarım ilaçlarının kullanılmayışı toprak erozyonunu azaltıp, su kaynaklarının kirlenmesini önler. Yerel tohumlarla üretilen yiyecekler, sağlıklı, mineral ve vitamin bakımından zengin, oldukça lezzetlidirler. Yerli tohumlardan elde edilen, mevsimine ve toprak koşullarına uygun olarak üretilmiş ürünleri tüketmeniz sağlığımız açısından da önem taşıyor.
Tüm bunlardan sonra çözüm nedir?
Her koşulda yerli tohum yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Denizli Büyükşehir Belediyemiz Tarım Bakanlığımız ve Üniversiteler işbirliği ile Belediyeye ait Yerel Tohum Merkezi açılarak Denizli’ye ait yerel tohumların, yerel bitkilerin korunmasının sağlanmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu Merkezde yerel tohumları üretip çiftçiye düşük fiyata verilerek üretilmesi desteklenmelidir. Birçok İl’de yaygınlaşan Tohum Takas Şenlikleri İlimizde de yapılmalı, her sene yapılarak gelenekselleşmesinin sağlanması yerli tohumumuzun korunması açısından önem arz etmektedir.
Atalık tohumlarımızı yerel çeşitlerimizi bulun, takas edin, ekin, ekimini destekleyin, bu ürünlerle beslenin.
Tüm bunlardan sonra çözüm nedir?
Her koşulda yerli tohum yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Denizli Büyükşehir Belediyemiz Tarım Bakanlığımız ve Üniversiteler işbirliği ile Belediyeye ait Yerel Tohum Merkezi açılarak Denizli’ye ait yerel tohumların, yerel bitkilerin korunmasının sağlanmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu Merkezde yerel tohumları üretip çiftçiye düşük fiyata verilerek üretilmesi desteklenmelidir. Birçok İl’de yaygınlaşan Tohum Takas Şenlikleri İlimizde de yapılmalı, her sene yapılarak gelenekselleşmesinin sağlanması yerli tohumumuzun korunması açısından önem arz etmektedir.
Atalık tohumlarımızı yerel çeşitlerimizi bulun, takas edin, ekin, ekimini destekleyin, bu ürünlerle beslenin.
Mutlu ve sağlıklı günler dilerim.
'Ziraat Mühendisi Ayşen KUNDURACI'