Hepimiz önce sağlıklı sonra estetik olmak istiyoruz. Amacımız bedensel disiplin, denge ise önce hayatı spontane yaşayıp yaşamadığımıza bir dikkat edelim derim. Bu yazımda beslenmeyi, uykuyu, stres yönetimini bir kenarda bekletip sadece doğru antrenmanın nasıl yapıldığını anlatmak istiyorum.
Yaptığımız antrenman teknik bir çalışma değilse, spesifik bir konuda antrenman yapmıyorsak ve amacımız sadece vücudumuzda yağ yakımını hızlandırmak, toksin atmak, gün içinde de metabolizma çalışma hızını yüksek seviyede tutmak, vücut direncimizi ve dayanıklılığımızı arttırmak, yaptığımız egzersizi daha sağlıklı hale getirmek ise;
En doğru antrenman en keyif aldığımız ve en çok sürdürebildiğimiz antrenmandır. Bu doğrultuda kendi motivasyonumuzu yaratmak ve bu motivasyon ile hedefe giden yolda sürekliliği sağlamak akıllıca olacaktır. Bilimsel çalışmalara hiç gerek yok hepimiz deneyimlemişizdir sevmeyerek yaptığımız antrenman bizim için devamlılığı olmadığı için faydası da olmayan antrenmandır.
Motivasyon, düzenli bir planı oluşturmanın sadece ilk adımıdır. O zaman gelelim diğer konulara;
Antrenman yapmaya yeni başlayanların en çok yanılgıya düştüğü konulardan biri de süresidir. Daha uzun süre antrenman yapmanın, daha etkili sonuçlar vereceği kanısı tamamen yanlış bir kanıdır. Aksine vücudumuza gereğinden fazla yüklenmek, verimimizi düşürecektir. Çalışmalarımızdan maksimum verimlilik almak için ideal çalışma sürelerini bilmek ve kendimize ona göre bir program hazırlamak gerekir. Uzayan antrenman süreleri testosteron hormonunun düşmesine neden olduğundan, kas artışından ziyade kaslarda erimeleri meydana getirecektir. Ortalama antrenman süresinin ısınma ve soğuma egzersizleri içinde olacak şekilde en fazla 50-60 dakika kadar sürmesi gerektiğini belirtmek isterim.
Duyduğumuz şehir efsanelerine kulak asmayıp antrenman ne kadar uzun sürerse o kadar faydalıdır görüşünden acilen kurtulalım lütfen, Gereğinden fazla antrenman yapmak sürantrene (overtraining) problemiyle karşılaşmamıza yol açabilir. Yani kaslarımız ve metabolizmamız gereğinden fazla stresle karşı karşıya kalabilir.
Diğer bir konu da hangi sıklıkta antrenman yapılması gerektiğidir. “Sağlıklı yaş alma” başlığı altında kendini her gün spor salonuna sürükleyenler, sözüm size! Sadece sağlıklı olmayı hedeflediğimiz noktayı baz alırsak, gün aşırı 24 - 48 saatte bir olabilecek şekilde haftada üç dört antrenman yapılabilir. Bunu kuvvet ve kardiyo egzersizleri olarak ikiye bölebiliriz.
Tüm bunların vücudumuzda bir bütün hale gelmesi için ihtiyacımız olan da stretching ve mobilizayson egzersizleridir. Stretching ve mobilizasyon konusu maalesef yok yere göz ardı edilir. Göz ardı etmeden egzersizinizin bir parçası haline getirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Stretching ve mobilizasyon egzersizlerini antrenmanımıza eklemememiz demek, hiçbir zaman yüzde 100 kuvvet potansiyelimize ulaşamamamız anlamına gelir. Stretching ve mobilizayson egzersizleri kasların o an ve bir sonraki antrenmana hazırlanmasını sağlar. Antrenman sonunda yapılan stretching ve mobilizasyon egzersizleri laktik asidin kastan kana geçişini kolaylaştırarak vücudumuzdan daha kısa sürede uzaklaşmasına yardımcı olur.Bu, vücudunuzun daha kısa sürede toparlanması demektir. Ayrıca tüm yaptığımız stretching ve mobilite egzersizleri hareket açıklığını arttırarak eklem ve kaslarımızdan aldığımız verimi arttırır.
Son olarak;
Unutmayalım ki en kötü antrenman, yapılmayan antrenmandır.