Köşe yazarımız Prof. Dr. Bülent Topuz bundan sekiz yıl önce apart konusuna dikkat çekmiş ve üniversiteyi göreve davet etmişti. Topuz'un 2013 Kasım ayında kaleme aldığı yazısında ise apartların sebep ya da sonuç olmadığını belirterek bugün bile güncelliğini koruyan yazısını kaleme almıştı.
"Yüzleştiğimiz En Büyük Sorun Barınmaydı"
“Apartlar; sebep mi? Sonuç mu? Sorun mu?” Başlıklı bir yazı kaleme alan Topuz, öncelikle nedeni ortaya koyarak şunları söylemişti:
“Pamukkale Üniversitesi’nin öğrenci sayısı 20 binli rakamlardan 40 binli rakamlara doğru hızla ve aniden fırlayınca bir takım sorunların yaşanacağı kaçınılmaz bir gerçekti. Üniversitenin kendi içinde derslik, laboratuar, sosyal imkanlar vb yaşadığı sorunlar bir tarafa, bu kadar ilave nüfusun şehrin sosyokültürel ve ekonomik hayatını da etkilemesi doğal. Benim bildiğim kadarı ile ilk yüzleştiğimiz sorun barınma idi. Yurtkur’a ait yurtlardaki yatak kapasitesinin 100 bin civarında iken, müracaatlarım 400 bine doğru uzanıyor”
"Bilimin Bıraktığı Boşluğa Gazeteci ve Bürokratlar Yerleşiyor"
Topuz sonra sorunun tarafı olan Üniversitenin sorumluluğuna dikkat çekmişti:
“Bu ülkenin benim de mensubu olduğum üniversiteleri ve bilim adamları ne iş yapar? Hangi toplum sorununda bırakın çözüm bulmayı bir durum tespit yapmışlardır. Yaşam boşluk kaldırmaz. Bilimin bıraktığı boşluğa gazeteci ve bürokrat yerleşiyor. Bürokrat diyor ki “Saha araştırması yaptım, jinekologlara sordum, kız öğrenciler arasında kürtaj patlaması var”. Gazeteci mikrofoni apart işletmecisine uzatmış işletmeci diyor ki “Günü birlik apartı en çok muhafazakarlar tercih ediyor, zira gizlenmesi daha kolay”. Bu ifadelerin doğru ya da yanlış olmasından ziyade sağlıklı olup olmadığı önemli. Sağlıklı veri ancak materyal metot bilen, objektif çalışan araştırmacılar tarafından sağlanabilir. Ortada başbakana sunulan bir rapor lafıdır dolaşıyor. Rapor bilimsel değilse, raporlayanın tarafını tarif eder. Münferit vakalar yaygınmış gibi algılanabilir. Bu algı üzerinden yapılacak genellemeler ve dahi tedbirler toplumu gerer. Tıpkı şimdi olduğu gibi…”
"Yüzleştiğimiz En Büyük Sorun Barınmaydı"
“Apartlar; sebep mi? Sonuç mu? Sorun mu?” Başlıklı bir yazı kaleme alan Topuz, öncelikle nedeni ortaya koyarak şunları söylemişti:
“Pamukkale Üniversitesi’nin öğrenci sayısı 20 binli rakamlardan 40 binli rakamlara doğru hızla ve aniden fırlayınca bir takım sorunların yaşanacağı kaçınılmaz bir gerçekti. Üniversitenin kendi içinde derslik, laboratuar, sosyal imkanlar vb yaşadığı sorunlar bir tarafa, bu kadar ilave nüfusun şehrin sosyokültürel ve ekonomik hayatını da etkilemesi doğal. Benim bildiğim kadarı ile ilk yüzleştiğimiz sorun barınma idi. Yurtkur’a ait yurtlardaki yatak kapasitesinin 100 bin civarında iken, müracaatlarım 400 bine doğru uzanıyor”
"Bilimin Bıraktığı Boşluğa Gazeteci ve Bürokratlar Yerleşiyor"
Topuz sonra sorunun tarafı olan Üniversitenin sorumluluğuna dikkat çekmişti:
“Bu ülkenin benim de mensubu olduğum üniversiteleri ve bilim adamları ne iş yapar? Hangi toplum sorununda bırakın çözüm bulmayı bir durum tespit yapmışlardır. Yaşam boşluk kaldırmaz. Bilimin bıraktığı boşluğa gazeteci ve bürokrat yerleşiyor. Bürokrat diyor ki “Saha araştırması yaptım, jinekologlara sordum, kız öğrenciler arasında kürtaj patlaması var”. Gazeteci mikrofoni apart işletmecisine uzatmış işletmeci diyor ki “Günü birlik apartı en çok muhafazakarlar tercih ediyor, zira gizlenmesi daha kolay”. Bu ifadelerin doğru ya da yanlış olmasından ziyade sağlıklı olup olmadığı önemli. Sağlıklı veri ancak materyal metot bilen, objektif çalışan araştırmacılar tarafından sağlanabilir. Ortada başbakana sunulan bir rapor lafıdır dolaşıyor. Rapor bilimsel değilse, raporlayanın tarafını tarif eder. Münferit vakalar yaygınmış gibi algılanabilir. Bu algı üzerinden yapılacak genellemeler ve dahi tedbirler toplumu gerer. Tıpkı şimdi olduğu gibi…”
Editör: TE Bilisim