Girişimsel radyolojik işlemlerin vasküler (damar) ve nonvasküler (damar dışı organlar) olarak iki büyük gruba ayrıldığını belirten Uz. Dr. Mahmut Demirci; “Vasküler girişimsel radyolojik işlemlerin en sık yapılanı tanısal klasik anjiyografidir. Ancak asıl önemli olan kısmı anjiyografik teknikleri kullanarak yapılan tedavi edici işlemlerdir. Bunlar genel olarak daralmış veya tıkalı damarların açılmasını (balon anjioplasti (PTA), stentleme, pıhtı eritme / çıkarma) veya hastalıklı damarların kapatılmasını (embolizasyon) içerir. Ancak bunların dışında da, yine damar içinden yapılan, değişik tedavi edici işlemler uygulanmaktadır. Cerrahiye uygun olmayan primer karaciğer kitlelerinde veya metastazlarında TAKE (hastalıklı damara girilerek kemoterapi ilacı verilmesi işlemi) tedavisi buna örnek gösterilebilir. Girişimsel radyolojik işlemlerin ikinci ana grubu nonvasküler işlemlerdir. Tanı koyma amaçlı yapılan nonvasküler girişimsel radyolojik işlemler, görüntüleme yöntemleri eşliğinde gerçekleştirilen biyopsi uygulamalarıdır. Biyopsiler; tiroid, meme, karaciğer, pankreas, akciğer, böbrek, lenf nodu, kemik gibi organlardan veya bunların dışındaki tümöral oluşumlardan ultrason veya tomografi gibi görüntüleme yöntemleri yardımıyla parça alınması işlemidir. Parçalar uzun bir iğnenin istenen dokuya yerleştirilmesiyle alınır. Biyopsi alınması birçok hastalıkta kesin tanıya ulaşılabilmesi amacıyla gerçekleştirilen ve bu nedenle de tedaviyi yönlendirmede büyük öneme haiz işlemlerdir” dedi.
Radyoloji Uz. Dr. Mahmut Demirci son olarak diğer kliniklerden konsültasyon ve polikliniğe başvuru ile hasta kabul ettiklerini belirterek; “Denizli Devlet Hastanesi olarak halkımızı tıbbın gelişen bu alanından mahrum bırakmamak, tanı ve tedavide hastalarımıza mümkün olan en kısa sürede destek olmak adına Girişimsel Radyoloji birimimizde hizmet veriyoruz” dedi.
Editör: TE Bilisim