İlk ortaya çıkan Wuhan virüsüne göre daha bulaşıcı özelliği olan ve İngiltere’de ortaya çıkan alfa varyantı (B1.1.7) Wuhan virüsünü ortadan kaldırmıştır. Şimdide alfa varyantından (B1.1.7) iki kat daha bulaşıcı özelliği olan delta varyantı (B.1.617.2), baskın virüs haline gelmektedir. Haziran ayında ECDC, Delta varyantının (B.1.617.2) Ağustos ayı sonuna kadar Avrupa Birliği’ndeki Covid-19 vakalarının yaklaşık %90’ını oluşturacağı konusunda uyarmış ve “aşı sunumunda çok yüksek bir hızda ilerlemenin” önemini vurgulamıştır.
Delta Varyantı daha hızlı bulaşmaktadır.
Normalde virüs bulaşı için 20 dakika temas gerekirken, Delta varyantı (B.1.617.2) ile ilgili yapılan çalışmalarda 3 ila 5 dakika içinde kişilere kolayca bulaşabildiği yönünde bilgiler bulunmaktadır. Delta varyantı (B.1.617.2) ile hastalanan kişilerin daha ağır klinik seyirli ya da daha ölümcül olduğunu gösteren veri bulunmamaktadır. Klinik bulgular için burun akıntısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı, ateş gibi belirtilerin daha ön planda olduğu tat/koku kaybı ve öksürük gibi belirtilerin ise daha az görüldüğü bildiriliştir.
Delta varyantının (B.1.617.2) daha hızlı bulaşabilme özelliğinin yanı sıra antikorlardan da kaçabilme ve aşı yanıtını olumsuz etkileme özelliği de bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda Delta varyantı (B.1.617.2) için Pfizer-BioNtech aşı etkinliğinin 2,5 kat, Oxford-Astra Zeneca aşı etkinliğinin 4,3 kat daha az olduğunu gösterilmiştir. Ayrıca delta varyantına karşı korunmak için muhakkak çift doz aşılanma gerekliliği çalışmalarla ortaya konulmuştur.
B.1.617.2.1 veya AY.1 – Delta Plus olarak adlandırılmaktadır ve ilk kez Hindistan’da Şubat ayında tespit edilen Delta varyantının bir versiyonudur ve delta varyantının üzerinde mutasyon biriktirmiş halidir. Daha önce Güney Afrika varyantı olarak adlandırılan Beta varyantında (B1.351) görülen K417N isimli spike proteinin mutasyonuna sahiptir. Delta plusın diğer varyantlara göre daha bulaşıcı olup olmadığı araştırılmaktadır. Bu varyantın önemi Güney Afrika varyantının (B.1.351) özelliği olan aşılarla ya da geçirilerek kazanılan antikorlardan daha az etkilenmesidir. Örneğin Oxford-AstraZeneca aşısının bu varyant için sadece %10 etkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca tedavide kullanılan monoklonal antikor karışımlarının da etkinliğini azalttığı bilinmektedir.
Ülkemizde vaka sayılarında artışların takibine göre önlemler alınmaktadır. İki doz aşı olmuş ve üzerinden 14 gün geçen kişilerde veya iki doz sinovac ve bir doz biontech sonrası 14 gün geçtikten sonra virüse karşı korunma başlamaktadır. Ancak yine de maske mesafe, hijyen ve havalandırmaya dikkat etmek gerekmektedir. Ülkemizde iki doz sinovac sonrası bir doz biontech aşısı yapılanlarda koruyucu antikor düzeylerinin durumunu araştıran çalışmalar halen devam etmektedir.
Özet olarak, aşılanma ile bu virüsün önünü kesemezsek maalesef mevcut aşıların dahi koruyucu olmadığı, daha büyük mutasyonlarla karşılaşma riskimiz bulunmaktadır. Kontrolden çıkan daha ciddi, daha ölümcül mutasyonlarla karşı karşıya kalmamak için aşılı dahi olsak ta maske, mesafe, hijyen, havalandırma ve temas süresini kısa tutma gibi önlemlere çok daha özen göstermeli ve muhakkak aşı dozlarımızı tamamlamamız gerekmektedir.
Editör: TE Bilisim