İnanın artık bıktım usandım, soruyorum çevreme bizim kuşaklar da benimle aynı hisleri paylaşmaktalar.
Köşe yazıları yazmaya başladığımdan beri bu hayat pahalılığı ve enflasyonla ilgili birkaç yazı yazmışlığım var. Son yazdığım yazımda ömrümüzün yarınımızı düşünmekle geçtiğini ve kalan ömrümüzde de değişen bir şeylerin olmayacağından dert yanmıştım, zaman ne kadar haklı olduğumu göstermekte geç kalmadı.
Seçimler öncesi ikiye ayrılan yurdum insanı seçimden sonra da bu tutumunu sürdürmekte, katı iktidar destekçilerinin bile yapılan bu son zamlardan sonra sesleri pek çıkmıyor, çıksa da karşı sözler karşısında savunabilecekleri pek dayanak kalmadı. Çocukluğumun geçtiği 1970 ler den bu tarafa sık sık söylenen tek dişi kalmış olan bu enflasyon canavarını bir türlü alt edemedik. Milli sporumuz olan yağlı pehlivan güreşlerinden bildiğimiz 360 tan fazla hamlelerin hepsini tek tek denedik, tam yeneceğimizi sandığımız sırada enflasyon canavarı, ayak kemanesiyle bizi tutuğu gibi havaya kaldırıp yere çarpmakta. Vatandaşlar ikiye bölündü dedik muhalif kanatta olanlar, iktidara oy verenlere bıyık altından kıs kıs gülmekteler tik tok denen sosyal medyada eski iç işleri bakanının mecliste ve çeşitli platformlarda yaptığı muhalefeti şirazesinden çıkarmaya yönelik Oooooh, ohhhhhh, ohhhh nidalarını montajlayıp emeklilere % 25 zam verilmiş Ohhhhh, benzine, mazota zam gelmiş Ohhhhhh, Motorlu taşıt vergisi iki sefer alınacakmış Ohhhhh, ohhhhh, içkiye sigaraya ekmeğe zammm gelmiş Ohhhhh ohhhhh diye birbirlerine gösterip keyiflenmekteler.
Gülüyoruz ağlanacak halimize bu insanlar bu zamları hak ediyor mu? Diye soranlara elbette hak etmiyor fakat ileri demokrasiye geçtiğimiz için gerekli başka çaremiz mi var diyorum. Eskiden ekonomi sıkışınca devalüasyon olacağı haberleri çıkardı aradan geçen birkaç gün sonra da devalüasyon yapılır paramız yabancı paralar karşısında % de bilmem kaç devalüe edildi denir ve ana haberde gelen zamlar tek tek açıklanır vatandaşta bir süre sonra bu zamlara göre kendini ayarlar geçinip giderdi. Şimdi ise Nas, nas diyerek bilinen tüm ekonomi kurallarına inatla karşı gelerek faizleri düşürüp hazineyi tam takır hale getirdiler ve bunun suçlusu halkmış gibi cezasını halka çektiriyorlar. Muhalif kanattan durumları iyi olanlar halkın çoğunluğunun özellikle alt gelir gurubundaki (soğan yeriz reisimizi yedirmeyiz) diyen insanların bu olanları hak ettiklerini düşünmekte, üzülmemek elde değil, benim veya sizin durumunuzun iyi olması önemli değil ki! Toplunum büyük çoğunluğunun durumu iyi olmalı. Ülkede huzur olsun insanlar mutlu yaşasın.
Ekonomi yönetimini değiştirip hiçbir şey olmamış gibi dün denenlerin tam tersinin yapılmasını nasıl izah etmeli anlamakta zorlanıyor insan. Ekonomide işler kötüye gidince her şeye iğneden ipliğe zam yapıp para toplamak çok kolay bir uygulama yoldan geçen bir adamı ekonominin başına getirin inanın o da bu sistemi uygular, o halde gözlerinin içi gülen yüzüne baktıkça insanın içine sevgi dolan eski bakanımızın suçu neydi? O da bu sistemi fevkaladenin fevkinde uygulardı, söylentilere göre bakanın İngiltere’den getirilmesi için çok para ödenmiş, Merkez bankası başkanı kızımızı da Amerika dan getirip masaya oturttuk işlem tamam mı? Bu memleket Amerika dan getirilen ne prensler gördü ne Kemal Dervişler gördü, bilinen ne kadar acı ilaçlar varsa hepsini tek tek içti gene de 50 yılda ekonomide enflasyon konusunda bir arpa boyu yol alamadığımız belli,
Şimdi hükümet adamlarının her biri bir tarafa dağılmış ve para aramaktalar, bilinen zengin arap ülkelerine çıkarma yapılıyor. Türkiye Varlık Fonu (TVF) bünyesindeki Türk Hava Yolları, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ve BOTAŞ gibi kamu işletmelerinin de Körfez ülkelerine satılmaya hazırlandığı iddiaları gündeme gelmişti. Erdoğan yaptığı açıklamada BOTAŞ’ın satılacağı iddialarına cevap vererek, “Körfez ülkelerinin, Türkiye’den belli ‘asset’leri (varlıkları) alma durumu olacak. Ama bazı cambazların söylediği gibi BOTAŞ’ın satılması gibi bir durum yok. Biz neyi satıp neyi satmayacağımızı iyi biliriz” dedi. Bu sözün üzerine söz olur mu?
Hayatımız başımıza gelen her iktidarın ekonomiyi düzelteceği ve bizleri diğer medeni ülkeler gibi insanca ve refah içinde yaşatacağını ummakla geçti. 22 yıl bekledik biraz daha bekleyelim görelim bakalım ne olacak? Enflasyon denen tek dişi kalmış bu canavarı yenip tek haneli rakamlara indirebilecek mi?
Başa geçip ekonomiyi düzeltmeyi beceremediğinde istifa edip özür dileyecek hükümetleri görebilmeden ölüp gideceğiz bu dünyadan.
Ne demiş Voltaire; İnsan beklemeyi genellikle artık bekleyecek bir şeyi kalmadığında öğrenir!