“Şu mektepler olmasaydı, ben bu maarifi ne güzel idare ederdim”
Osmanlı’da II. Abdulhamid döneminde Maarif Nazırlığı (Milli Eğitim Bakanlığı) görevini üstlenen Haşim Paşa tarafından söylendiği biliniyor. Zamanın ruhunu bilmeyen ve tarihten bihaber olanlar bu sözü ‘’Okullar olmasaydı ben bu Milli Eğitim Bakanlığını ne güzel idare ederdim’’ diye tercüme ederler. O dönemde dini eğitim veren mahalle mektepleri vardı aynı zamanda ilköğretim okulları da vardı, çocuğunu veliler istediği yere gönderirdi, Haşim Paşa eğitimde Fransız modelini örnek aldığı için dini eğitim veren mahalle mekteplerine karşıdır fakat onları kontrol etmek veya ortadan kaldırmak elinde olmadığı içindir bu serzenişi. O yüzden bu sözü söylemiştir. Bu kadar bilgiden sonra gelelim günümüze.
Ben hep demişimdir Türkiye de en büyük sorun Türkü eğitmektir diye, çok zor bir iştir. Çünkü Türk doğuştan eğitimlidir ilkokula mecburiyetten gider, okulu bitirince kendinde eksik olan az bi şeyleri de tamamlamış olarak başlar hayata. Bir araya koysan iki Üniversite bitirmiş üç dil bilen prof. la fikir tartışır. Bir hökümet adamına kızıyorsanız onu Milli Eğitim Bakanı yapmanızı öneririm, bakanlığı sağ salim bitirip devir edebilir ise ne ala.
Bu yazıyı yazmamdaki sebebe gelince bu sabah kahvaltımı yaparken kanalın birisinde muhalefet partisinden bir eğitimci kadının, memleketimizdeki eğitimin içler acısı halini anlatmasıdır. Yurdum gençleri okuduğunu anlamada dünyanın en geri ülkeleri arasındaymış, buna inanmam uydurmadır diyenler olur ise yapılan Pizza testlerine bakmalarını öneririm. Yine Milli Eğitim bakanlıklarından örnek vermek gerekir ise Liseye kadar olan öğrenim kitaplarında İngiltere de 70.000 kelime, Japonya da 35.000 kelime Türkiye de ise 7.000 kelime varmış. Bu istatistik bile eğitimimizin durumunu göstermekte yeterli değil mi?
Klasik yazılarda olduğu gibi buraya Eğitimdeki binlerce sorunu sıralayıp sayfayı doldurmanın bir manasının olmadığını düşünmekteyim. Eğitimimiz çok iyidir diyenler olur ise onlarla ayrıca tartışabiliriz. Burada beni asıl kaygılandıran kırsal kesimdeki gençlerin büyük şehirlerde bir Üniversite kazanması ve ailelerin kaygılarıdır. Ben başımdan geçtiği için biliyorum ikiz oğullarıma ‘’Devlet okullarını kazanamaz iseniz, babam bizi özel okullara gönderir falan diye düşünmeyin’’ demiştim (özel okullara karşı olduğumdan) öylede oldu, birisi Eskişehir de diğeri de İstanbul da istedikleri okulları kazanıp okudular ve şimdi iş güç sahibi oldular. Bir çocuğun bu devirde büyük şehirde bir okulda okuması çok maliyetli ve çok zor bir iş haline geldi, aylık sabit geliri olmayan yıllık ürettiği ürünle karnını zor doyuran bir köylü aile için yıkım gibi bir şey olur. Tarlayı, takkayı, hatta hayvanlarını satıp çocuğuna para yetiştirmesi gerekir, hayat artık eskisi gibi değil. Hadi bir şekilde iki yıllık ya da dört yıllık bir okulu bitirdi diyelim, geldi köyüne KPSS yi kazanamadı ne yapacak köyünde? İş mi var? İş var da! Yapacak adam yok. Üniversite bitirdi ya, bağ, tarla işi yapmaz, hayvan gütmez illaki masa başı bir işi olacak. Memlekete iki yüzün üzerinde Üniversiteye kavuşturdukları için öğünüyor hökümet adamları fakat bu kadar Üniversite mezununu ne yapacakları hakkında hiçbir beyanatları yok hatta ‘’her Üniversite mezununa iş bulacağız diye bir kural yok’’ deyip çıkıyorlar işin içinden, kimse de maden niye bu kadar Üniversite yaptın diye sormuyor?
Adam diyor ki bana’’ benim çocuk Üniversite bitirdi ona bir iş bakıver ne olur’’. Soruyorum ‘’Senin çocuk hangi okulu bitirdi’’. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi nin Keçiborlu İlçesinde ki iki yıllık meslek yüksek okulundan mezun olmuş. ‘’Abi senin çocuk iki yıllık fakülte mezunu ben fakülteleri Üniversiteden saymam, Üniversite dediğin dört yıllık olur’’ desen gücenecek, ‘’Tamam bakalım, yardımcı oluruz’’ deyip gönderiyoruz adamı, sonra adam gidince üzülüyorsun, bu adam o çocuğu ne emeklerle okuttu diye. Memleketimiz Üniversite mezunları ile dolup taşmakta memlekette bu kadar Üniversite mezunu var iken meslekleri kim yapacak?
İnanın şu an okuyan çocuklarım olmadığı için huzurluyum diyebilirim fakat benim huzurlu olmam yetmez ki! Memleketimin huzurlu olması lazım.