Denizli’nin Çal ilçesi fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Ancak bu sergi öncekilerden çok farklı. 9-10-11 Eylül tarihlerinde Çal ilçesinde bulunan Atatürk Parkı’ında gerçekleşecek Denizli Traverten Jeoparkı Fotoğraf Sergisi’nde birbirinden değerli fotoğrafçıların eserleri yer alacak.

Fotoğraf sergisi hakkında bilinmesi gereken her şeyi Çal Yöresi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Topuz’a sorduk.

İŞTE AYRINTILAR…

Bülent TOPUZ

Fotoğraf sergilerinin amacı ve kapsamı nedir?

Fotoğraf sergilerinin amacı gerek yöneticilerde gerekse yöre halkında farkındalık oluşturmaktır. İlk sergi 29 Ekim 2021 tarihinde Turan Bahadır sergi salonunda yapılmıştı, sonrasında Honaz ve Buldan ile devam etti. Çal Bağbozumu Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri çerçevesinde yapılacak olan Fotoğraf sergisi başta değişik traverten oluşumları olmak üzere Honaz, Pamukkale, Buldan Güney ve Çal yöresinden tarihi, kültürel ve doğal değerleri içermekte.

Jeopark nedir?

Belirli bir coğrafya jeolojik oluşumlar bakımından tanımlıyor ve UNESCO standartlarında düzenleyerek korumaya alınıyor. Bu alanda ve yakınında bulunan gezmeye görmeye değer ne kadar tarihi, kültürel, doğal güzellik var ise onları da bu konsepte ilave ediliyor. Meraklıları UNESCO listesinde bu alanı görünce gezmeye geliyorlar.

Neden Denizli Traverten jeoparkı?

Bir jeosit olan Pamukkale’nin Unesco koruması altında olması, bir ziyaret destinasyonu olarak kendiliğinden reklamının yapılmasını sağlıyor. Ancak Pamukkale’ye yönelik ziyaretler maalesef 1,5 gün gibi bir kısa konaklama ile kalıyor. Bu süreyi uzatmak için ilave aktiviteler sunmak gerekiyor.

Temel olarak jeoparklar bir tema ile anılıyor ve şekilleniyor. Denizli’deki bir jeoparka da en yakışan konu “traverten”. Pamukkale, Kaklık Mağarası, Güney Şelalesi vb doğal oluşumlar; antik ve güncel traverten ocakları; travertenin kullanıldığı antik kentler ve mimari yapılar diye uzayıp giden bir çeşitlilik söz konusu.

Denizli Jeopark çalışmaları ne aşamada?

Denizli’de bir çalışma grubu sessiz ve derinden bir çalışma yürütüyor. Bu çalışma Denizli’de bir “Jeopark” olsun istiyor. Grubun başında Jeolog Prof Dr Mehmet Özkul Hoca var.

Önce PAÜ’de 2019 yılında “Traverten Jeoparkı ve Jeoturizm” başlıklı bir sempozyum düzenlendi.

Ardından bir seri fotoğraf sergisi yapıldı ve yapılmaya devam edilecek. Sergilere Denfot ve Defsad derneklerinden fotoğraf sanatçıları gönüllü katkı sağlıyorlar. 29 Ekim 2021 tarihinde Turan Bahadır sergi salonunda başlatılan sergi serisi Honaz ve Buldan ile devam etti. 09.09.2022 tarihinde Çal Bağbozumu Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri kapsamında Çal’da yapılacak. Bunlar farkındalık oluşturmak bakımdan güzel aktiviteler ancak asıl belirleyici olan ilin yöneticilerinin konuya sahip çıkması.

Denizli Büyükşehir Belediyesi konuya gerektiği şekilde sahip çıkmış durumda ve gerekli ve yeterli desteği sağlamakta.

Jeopark konseptine Çal yöresinden nereler dahil edilebilir?

Jeopark sadece jeolojiden oluşan bir olgu değil. İçinde somut ve somut olmayan kültürel mirası da barındırıyor. Örneğin Apollon Lairbenoz Tapınağı ya da Sudan Koyun Atlatma, biyoçeşitlilik, gastronomi gibi konuları da kapsıyor. Bu tanımlamadan hareketle Çal yöresinden Jeopark konseptine dahil edilebilecek destinasyon şunlar olabilir.

Sakızcılar Şelalesi, Develler Kibele tapınım alanı, Bahadınlar Apollon lairbenoz tapınağı, Çal Çakırlar taş evleri ve Bektaşi kültürü, Hançalar Roma köprüsü, Kayı Pazarı, Çal Kısık Kanyonu başta olmak üzere daha birçok doğal ve kültürel mirasın jeopark oluşumu içinde değerlendirilmesi dünya turizm destinasyonları içine otomatik girmek anlamına geliyor.

Türkiye’de ve Denizli’de jeopark çalışmaları ne durumda?

Turizm ülkelerin en önemli gelir kaynaklarından biri. Türkiye’de bu konuda iddialı bir ülke ancak potansiyelimizin tam anlamıyla kullanıldığı söylenemez. Turizm faaliyetlerini ve taleplerini belirli başlıklar altında topladığımızda karşımıza eko turizm ve bu başlığın altında jeoturizm kavramları çıkıyor.

Pamukkale Üniversitesinden Hastanenin Bombalanmasına Sert Tepki Pamukkale Üniversitesinden Hastanenin Bombalanmasına Sert Tepki

Tanıtım faaliyetlerinde en emin ve garantili yol, pazarlanacak ürünün UNESCO kültürel mirasına dahil edilmesinde. Bu ziyaretçinin gözünde bazı soruları otomatik çözüyor. Birincisi görülmeye değer bir değer olduğu tescilleniyor. Yani zahmet edip gelen turisti bir tanıtım aldatmacası beklemiyor, tescilli bir ürün bekliyor. İkincisi bu ürün zaman zaman denetleniyor, yani ulaşım, barınma ve hijyen açıdan kontrollü bir destinasyona gidiliyor.

Yüzölçümü Türkiye’nin altıda biri olan Yunanistan’da altı adet jeopark varken, bizde sadece Kula-Salihli Jeoparkı var. Balıkesir, Zonguldak, Kastamonu, Kızılcahamam, Kapadokya, Konya, Bitlis ve Mezopotamya çalışmalarına kamu destekli başlamış durumdalar. Türkiye’de jeopark statüsü kazanabilecek yüz mekan sıralansa ilk iki sırayı Kapadokya ve Pamukkale alır.

Bugün Pamukkale’nin bu kadar çok ziyaretçi almasının arkasında dünya kültür mirasına dahil edilmesi var. Kültürün ötesinde eko turizmi ile ilgilenen bir kesime ulaşmanın yolu jeopark statüsü kazanmaktan geçiyor.

Denizli Traverten temalı bir Jeopark kazanabilir ise, bu çok büyük bir kazanç olur. Bu konuda gayretlerine şahit olduğumuz BŞB başkanımız Osman Zolan’a teşekkür ederiz.

Editör: Denizli Güncel Sağlık