Türkiye de ne kadar bilim adamı var ise dünya ahiret iki elim yakalarında olacak bileler. Durduk yerde neden mi sardım bu bilim adamı taifesine, anlatayım efendim.
Altmış yaşına merdiven dayamış bir T.C vatandaşı olarak bu petrol yüzünden yurdum insanının ve benim çektiğim yetti de bitti, hatta canıma tak etti de ondan. Bu bilim adamları hala niye oturup durular goltuklarında bilmiyon, bu petrol işine bi çare üretsinle gari, ben bildim bileli yurdun her bi yanında petrol bulundu haberlerini duyunca sevinip duruz emme hala ucuzladığı yok meretin. Bi ara nebatatlar (bitkiler) den üretcez dedile di, onunda bek aslı çıkmadı. Elektrikli otomobil yapcez, petrole gerek galmıycek dedile, yapdıla da menzilini beşyüz km nin ötesine çıkarabilen babayiğit olmadı daha, hem normal arabadan bahalı hemide aküleri eskiyince ne olcağı belli değil. Elektrikli traktör çıkıyodu bi zaman sekiz gaymeye iki dönüm çift sürcedi, o da gayboldu gitti ses seda yok. her yıl yurdum insanlarından birkaçı suyla çalışan, bir litre suyla bilmem kaç km. giden motor yaparlar fakat hiç gören olmaz. Hala Arabın petrolüne bağımlıyız, adamla eline baltayı alıp yere vurdu mu petrol çıkıyo, ne va böle zengin olmaya! Onla değilde ben mi lüküs hayat yaşıycan. Bu meret ne hikmetse aşşadaki Suriye, Irak sınırın ötesinde ve ardımızdaki İran da gayneyip duru, bizim sınırın bu yakasında ara ki bulasın! Bu nasıl sınır çizmek, özellikle Tilkinin bakır sıçtıgı guru yerleri bize mi vemişle bilmiyon?
Bu petrol denilen illete para neyim yetiştirmek mümkün değil gari. Len evvelsi günü beşyüz gaymelik benzin aldıydım bizim tomofile, kredi gartıynen de ödedim borcumu, köyün en iyi yerinden iki dönüm bağ almış gibi sevinçli bi şekilde bindim içine, anahtarı gontağa sokup çalıştırdım, ülen bide ne göreyim benzin ibiresi yerinden accık gayneşmiş yarım ile çeyreğin arasında durup duru. İçimden bu petrolü çıkaranlara, ülkemizde ise çıkarmıyanlara iki sayfa sövdüm gari, ne ediyn delireyin mi? ne demiş üstat, ‘’Küfür ruhun yelpazesidir’’diye hakkaten doğru, ruhumu ateş bastıydı sovudu birden. Kredi kartını ödedim iki gün önce, kart borcunun % 80 i benzin, yemeyi, içmeyi bıraktık arabanın garnını zor doyurur hale geldik. Iramatlık bubam sağ olseydi bene bakıp gevrek, gevrek güle ve şöle derdi ‘’Ülen İreşit ananın garnından arabeyle mi çıktın? Bizim damda bağlı bi eşeğimiz bilem yoğudu, senin neyine gocaman araba almak? Gullenmeyve çok yakıyosa, cık, cık’’ Eee haklı elbet de, tamam buba der boynumuzu eğerdik emme şindi zaman o zaman değil, o güzel günler gerilerde kaldı, bizlerde bu kötü günlere.
Petrol konusunda bizim kadar sıkıntı çekmiş başka bir millet var mıdır acaba? Çektiği sıkıntıları Eurovision da tüm Dünyanın sıfatlarına garşı, bağıra bağıra haykırmış, gene de hiçbir Arap ülkesinin vicdanını yumuşatamamış ve dikkatini dahi çekememiştik. Üstelik 23 puanı zor alıp 15. Olabildik. (Türkiye, Hollanda'nın Lahey şehrinde gerçekleştirilen 1980 Eurovision Şarkı Yarışması'na katıldığında, Eurovision'da, Şanar Yurdatapan'ın yazıp Atilla Özdemiroğlu'nun bestelediği Petrol şarkısıyla Ajda Pekkan tarafından temsil edildi)
Şarkı yarışmasında divamız, kıymetlimiz Ajda hanım sahnede tüm Dünyanın sıfatına karşı.
Sen gelince sanki bir güneş doğdu
Aydınlık günüm gecem, artık çok güzel hayat
Şimdi her şey birden bambaşka oldu
Sensiz ne kadar zormuş, meğer ne güçmüş hayat
Aman petrol, canım petrol
Artık sana, sana, sana muhtacım petrol
Aman petrol, canım petrol
Artık sana, sana, sana muhtacım petrol
Eninde petrol, sonunda petrol
Artık dizginlerim senin elinde petrol
Eninde petrol, sonunda petrol
Artık dizginlerim senin elinde petrol
Diye haykırınca Dünya milletleri ne diyor bu diye anlamak için beyin hücrelerinin yarısını telef ettiler fakat yine de anlamakta zorlandılar. Tahminim verdikleri 23 puan da Ajda mız, gıymetlimizin güzelliğine ve dansına olmalı.
Ahhhhhhh aman Petrol, canım petrol, yaktın bizi yaktın gariii! Rabbim tez zamanda kökünü gurutsun inşallah da gurtulalım senden yoksa ocağımıza incir ağacını dikcen!