Yaş almak durdurulamaz elbette ancak Sağlıklı yaş almanın kontrolü bizim elimizdedir.
Dünyada hızla yükselen bir trend var;
‘’Wellbeing’’ bazı litaratürlere göre ‘’Wellness’’ veya farklı ekollerde ‘’Well-aging’’, yani
İyi yaş alma, sağlıklı yaş alma, esenlik, iyilik hali, biyolojik yaş yükselirken kişinin bütünsel olarak mutlu, sağlıklı, iyi, enerjik ve dengede hissetmesi anlamlarını da taşır, bu terimler.
İyi olmanın, iyi hissetmenin, sağlıklı olmanın sürekli konuşulduğu ancak hayatlarımızda bunun zorlukla yaşanıldığını gözlemlersek, insanı sadece beden ile sınırlandırmamak akıllıca olur.
Kendimize şunu sormak gerekiyor; ‘’Ben, fizyolojik bedenle sınırlı mıyım?’’ Şayet cevabı evet ise kendimizi sağlıklı tutmanın metodu, bir makinenin bakımından farksız olacaktır.
Peki, ya cevap hayır ise? İşte o zaman kendimizi sağlıklı tutmanın metodunu daha önce bakmadığımız yerlerde aramak gereği ortaya çıkacaktır.
Kadim ilimlere göre bizler üç bedenden oluşuruz fiziksel, ruhsal ve zihinsel bedenler.
Bu üç beden birbirinden bağımsız değildir ve biribirini sürekli etkiler.
Tam anlamıyla dengede olmanın yolu da bu üç bedeni doyurabilmekten ve onun ihtiyaçlarını karşılayabilmekten geçer.
Eğer birini bile ihmal edersek maalesef, tam anlamıyla sağlıklı sayılmayız işin en kötü tarafı da birini ihmal etmek aslında diğer bedenlerde iyi olma halini kısa sürede etkiler, bozar.
Örneğin; sürekli sindirim sistemini yoran ağır gıdalar tüketmek ya da bütün gün yoğun bir şekilde çalışıp zihni rahatlatmamak, stres yönetimi yapamamak (meditasyon, nefes egzersizi gibi)
Dolayısıyla bütünsel anlamda sağlıklı olabilmek için fiziksel, zihinsel ve ruhsal bedenlerin üçünde de uyum ve dengede olmak şarttır
Çünkü tüm bedenlerimiz sürekli bir harmonide bilgi ve enerji alışverişi içerisindedir
Denge ve huzur için Zihin, ruh ve bedenin uyumuna ihtiyaç vardır. Aksi, dengenin bozulmasını ve hastalığı ortaya çıkarır.
İnsan büyük bir birliğin parçasıdır, yani Sırkadiyen ritime uyumlu yaşamak zorundadır
Kendini bütünden ayrı gören kişi yaşamın olağan akışından da uzaklaşır. Aslında sağlığın dengesinin bozulması yani hastalık bizi dengeye doğru yönlendirmek için bedenimizde var olur.
Tüm bu öğretilerin çatısı altında diyebiliriz ki; yaş almak durdurulamaz elbette ancak, yaşlanmanın dozunu kontrol edebilmek bizim elimizdedir.
Daha fazla sağlığın daha çok tıbbi müdahaleyle değil, daha sağlıklı bir ‘’yaşam tarzı’’, daha fazla iç huzuru, daha pozitif bir yaşam algısı ile kazanılabileceğini kabul etmemiz gerekir.
Sevgi, Sağlık ve denge ile….
Nevin Beydoğan / Wellbeing Uzmanı