Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yıl dönümü münasebetiyle ‘100.Yılında 30 Ağustos Büyük Zafer’ isimli bir e-konferans düzenledi.
PAÜ, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yıl dönümünde, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ercan Haytoğlu’nun konuşmacı olduğu ‘100. Yılında 30 Ağustos Büyük Zafer’ isimli bir e-konferans düzenledi.
Konuşmasında, 30 Ağustos Büyük Zafer hikâyesini ele alarak; zaferin ne demek olduğu, nasıl bayram haline geldiği, bayramı oluşturan tarihsel sürecin nasıl geliştiği ve sonuçlandığına değinen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zaferin kazanılmasındaki rolü ve Türk ordusunun başarısı dikkat çekti.
Konuşmasına, zafer kelimesinin askeri anlamda “büyük başarı” anlamına gelmesine dikkat çekerek başladı. İnsanların ve devletlerin hayatında çok önemli zaferlerin olduğun Türk tarihindeki önemli zaferlerden; 1071 Malazgirt, 1076 Miryokefalon ve 1040 Dandanakan Savaşı’nı örnek verdi. Bugün ise 100. yılını kutladığımız 30 Ağustos Büyük Zafer’in kazanılması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu açısından çok önemli bir zafer olduğunu vurguladı.
“Bu Zafer Türk Ordusunundur”
Prof. Dr. Haytoğlu, Cumhuriyet kurulduktan bir yıl sonra 30 Ağustos 1924’te Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos’un kutlanmasını ilk defa gündeme getirerek hazırlıklara başlandığını ve 30 Ağustos günü Türkiye’nin Baro temsilcileri, etkin yetkin kurum temsilcileri ve bakanların Afyon’da bir araya gelerekilk kutlamayı 1924’te gerçekleştirdiklerini anlattı. Atatürk’ün 23 Nisan 1920’yi hem Milli Egemenlik hem de Çocuk Bayramı olarak ilan etmesini, 19 Mayıs 1919’u gençliğe armağan etmesini dile getirerek 30 Ağustos’u da ordumuza hediye edilen bir bayram olduğuna vurgu yaparak “Mustafa Kemal 30 Ağustos Zaferi’nin başkomutanıdır ve bu zaferi gerçekleştiren Türk ordusudur.” dedi.
Konuşmasının devamında 30 Ağustos’a nasıl gelindiğine değinen Prof. Dr. Haytoğlu, Osmanlı Devleti’nin 20.yy’ın başından itibaren gelen Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı ile zor bir duruma düşerek, Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devlet’inin tarihe karışma noktasında çok ciddi bir imza atıldığını ifade etti. Ardından, Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs günü Samsun’da İzmir’in işgalini Türk Milleti’nin tanınmayacağını ilk kez orada ilan etmesine değindi. Daha sonra Amasya Genelgesi, Erzurum Kongresi, Heyet-i Temsil ve Sivas Kongre Toplantısı süreçlerini anlattı. Emperyalistlerin Anadolu’da sürekli olarak Türklerin direnişini kırmak için ağır, baskıcı ve zalim bir süreci Türk milletine yaşattıklarından, 30 Ağustos’a doğru giden mücadeledeki Sevr Anlaşması’na ve Kuvâ-yi Milliye’nin öneminden söz etti.
Prof. Dr. Haytoğlu, 11 Eylül 1920 İstiklal Mahkemeleri’nin kurulmasıyla düzenli orduya geçiş sürecinden anlatmaya başlayarak sırasıyla; I. İnönü Savaşı, Londra Konferansı 23 Nisan 1920, 12 Mart İstiklal Marşı kabulü ve 20 Ocak 1921 anayasanı kabul edilmesini “devlete doğru gidişin somut göstergesi” şeklinde ifade etti. Ardından, II. İnönü Savaşı ile Eskişehir-Kütahya Savaşı arasında geçen süreçte Mustafa Kemal Paşa’nın İstiklal Mahkemelerinin yeniden kurulmasının bir mecburiyet olduğunu ve 5 Ağustos 1921 tarihinde kendisine Baş Kumandanlık yetkisi verilmesiyle Tekâlif-i Milliye emirlerini yayınlamasını dile getirdi.
“Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir!”
Prof. Dr. Haytoğlu, konuşmasının devamında 30 Ağustos Zaferi’ni büyük kılan gelişmelerin önemli iki noktasına dikkat çekmek istediğini belirtti: “Birincisi husus olarak bu savaşa Mustafa Kemal Atatürk, ‘Rum Sındığı Savaşı’ adını verdi. Rum Sındığı Savaşı yani 26 Ağustos tesadüfen seçilmediği gibi zaferin adının da Rum Sındığı olması tesadüf değildir. Bu savaşın neticesinde subaylarımıza birer rütbe verildi. Fevzi Çakmak Paşa, Mareşal rütbesine, İsmet Paşa Ferik rütbesine yükseldi ve Mustafa Kemal Atatürk o tarihi emrini verdi ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!’. İkincisi husus ise; Yunanlılar 26-30 Ağustos Baş Kumandanlık Meydan Muharebesi’nde yenildiklerinde o bölgedeki köylerimizi, kasabalarımızı, şehirlerimizi yakarak geri çekilmeye başladılar. Eğer sıkı bir şekilde takip edilmemiş olsalardı inanın bütün Anadolu’yu yakmaları mümkün olacaktı. Yani ülkeyi Yunan işgalinden kurtaracaktık ama yanmış yakılmış bir Anadolu teslim alacaktık. O yüzden ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri’ emri gerçekten çok anlamlı bir emirdi.” dedi.
Prof. Dr. Haytoğlu, e-konferans konuşmasını, “Şimdi 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. Yıl dönümü için söylenecek çok söz olduğunu ifade ederek Türk milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu ve mutlu olsun.” sözleriyle sonlandırdı.