Deprem felaketi olalı bir hafta geçti, çok zor günlerden geçiyoruz, tüm yurtta köylüsü kentlisi elinden geldiği kadar bölgeye yardım yağdırmakta. Bu süreçte tüm halkımızın gözü kulağı ekranlarda ve canlı olarak yayınlanan kurtarma çalışmalarında. Bu sürecin canlı olarak yayınlanması halkın psikolojisi açısından doğru mudur emin değilim, bunu uzmanlarına sormak lazım. Amerika da ki ikiz kulelere yapılan saldırıyı hatırlayınız, o iki binada üç bin kişi öldü, dünyanın medya merkezi olan bölgede hafızanızda gökdelenlere çarpan uçak dışında bir görüntü var mı? Benim yok, yayınlanmadı da ondan, enkazın başına toplanıp sağ olarak kurtarılan kişinin ambulansa yatırılıncaya kadar kamera ile takip edilmesi nedir? Bunun kime faydası vardır, enkazın altından çıkarılan kişinin izni olmadan görüntülerinin yayınlanması doğru mudur?
Bu tür felaketlerde insanlar çaresizlikten ötürü mucizeler görmek isterler, onun için bir hafta sonra enkazın altından sağ kurtarılan kişiler için mucize diye bahsedilir ve gönülleri ferahlatır, bir enkazın altında bir sürü insanın cansız bedeni çıkarılırken iki kişinin sağ çıkarılması mucize midir bilemiyorum? Sağ olarak çıkarılan küçük kıza aç mısın diye soruluyor, günlerdir soğukta ve karanlıkta kalmış, zaman algısını yitirmiş küçük kızın ‘’hayır aç değilim, ben yemek yedim’’ demesini hemen mucize kabul edip sosyal medyada paylaşarak ‘’kıza melekler yemek yedirmiş’’ paylaşımları yapmak nedir? Melekler yemek yedirene kadar onu oradan neden çıkarmamış ya da deprem olmadan önce neden insanları uyarmamış diye kimse sormuyor çünkü inanmaya dünden hazırlar. Birde bitmeyen çorba kazanı hikayesi var, bir tarikatın dergahında kaynayan çorba kazanı ne kadar yersen ye hiç bitmez diye hikayesi vardır, eminin bir çoğunuz duymuşsunuzdur. O çorba kazanından ya da kazanlarına afet bölgelerinde acil olarak ihtiyaç var, nerede o kazanlar? Neden ortada yok! Tarikat şeyhi uçakta gider iken uçak arızalanır, şeyh ‘’Yaaa gavs yardım et der’’ gavs gelir ve uçağın altından tutup sağ salim yere indirir uçağı. Bir şeyh de 1986 yılında fırlatılan ve bir süre sonra havada patlayarak düşen Challenger uzay mekiğinin vidalarını biz söktürdük o yüzden düştü dedi, ben yayınını izledim. Çanakkale savaşında o kadar ölen askerimiz var iken beyaz bir bulutun gelip İngiliz taburunu götürdüğü, aksakallı yeşil sarıklı askerlerin gelip savaştığı vb. Halk bunlara inanmaya meyillidir, ne kadar bunlara inanmayın desen boş.
Bu tür felaketlerde bazı kişilerin öne çıkarak bu felaketin kahramanları ve simgesi olmalarıdır. Onlar kendilerini düşünmeden tüm güçleri ile insanlara yardım etmeyi görev bilip diğer insanlardan ayrılırlar, bence bu kahramanlardan birisi Haluk Levent dir. Onun yaptıklarını burada anlatmam imkansız, Bir diğer kahraman da dünyanın öbür ucundan gelip bir çok canın toprak altından çıkarılmasına vesile olan ve bu uğurda hayatını kaybeden Meksika kurtarma ekibinin kahraman köpeği Proteo dur, yaralar sarılıp işler yoluna koyulduğunda bu kahraman köpeğin şehrin en büyük meydanına heykelinin dikilmesi ve onun anısının tüm depremde hayatını kaybedenlerle birlikte yaşatılmasıdır. Umuyorum bu depremde hayvanların gösterdiği çaba, yararlılık ve hayat kurtarmaları onları pis ve neciz olarak gören sofulara ve hayvan düşmanlarına ders olur, onların kafalarına kürekle vurup öldürmezler de severler ve koruyup kollarlar.
Sonuç olarak yurdum insanı son derece duyarlı davranıp hemen organize olarak bölgeye her türlü yardımı ayrım yapmaksızın yağdırmış ve hala yağdırmaya devam etmektedir. Bu süreçte olumsuzluklar, koordinasyon eksiklikleri, organizasyon bozuklukları, hatalar, yağmalar, hırsızlıklar olmuş mudur? Olmuştur fakat bunlar yapılanları gölgelememelidir. 10 ilde 15 milyon insanın etkilendiği, birçok Avrupa ülkesinden daha büyük bir alanın hasar verdiği depreme istenilen şekilde hızla müdahale edilebilmesinin çok zor olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Oturduğumuz yerden eleştirmek elbette kolay, hiçbir şey gizli kalmaz, her şey bir süre sonra ortaya çıkar ve tarih de bunu yazar, şimdi eleştirmek değil yapıcı olmak, birlik, dirlik olmak zamanıdır.
Mezarlara gömülmüş 35 bin insanımız, şifa bekleyen 100 bine yakın yaralımız, başka illere yerleştirilmiş 160 bin insanımız ve bu acılarla yaşamak zorunda olan bölge halkı varken bunun sırası şimdi değil!
İleri ki zamanlarda kavga etmeye epey vaktiniz olacak o zaman oyarsınız birbirinizin gözünü.