Göller Bölgesi’nin kuzey batı kenarında Denizli’nin Çardak İlçesi ve Afyon’un Dazkırı İlçesi arasında bulunan bir göldür. Türkiye’de ise bu isim ile anılan göllerin en büyüğüdür.

Maymun Dağı ve Söğüt Dağları ile çevrili olan Acıgöl, sığ ve tektonik bir göl olup, dağlardan gelen kaynak suları ve Bamakçı’dan göle karışan Kocaçay ile beslenir. Sönmüş bir volkan kraterinin su ile dolmasıyla oluşmuştur.

Göl ve birincil krater çukurunun uzunluğu 800 metre, genişliği ise 500 metredir. 400 milyon yıl önce volkanik patlama sonucu oluşan bu krater zamanla suyla dolarak göle dönüşmüştür ve daha sonra günümüzden 9000 yıl önce ikinci bir volkanik patlama ile gölün ortasında bulunan ikinci volkanik konisi oluşmuştur. Zamanla oda suyla dolarak göle dönüşmüştür. Derinliğinin ise 300 cm’yi geçtiği biliniyor.

Göl üçgenimsi biçimindedir. Acı ve tuzlu olan suyunda yüksek oranlarda, magnezyum ve sodyum klorürleri ve sülfatları bulunur. Bu nedenle gölde balık yaşamaz ve kurak yaz aylarında beyaz bir görüntü alır. Flamingo gibi acı suları seven kuşların üreme ve konaklama yeridir. Bu Flamingolar genelde gölün Çardak-Gemiş Köyü taraflarında bulunurlar.

Bu göl ile ilgili çeşitli kaynaklarda bazı efsanelerden de bahsedilir. Efsane ise şöyledir

Niğdeli Ali Hikayesi / Süleyman Efe Kocazeybek Makale: Niğdeli Ali Hikayesi / Süleyman Efe Kocazeybek

Acıgöl Efsanesi:

Çok eskiden Tengri İnanıcına göre bir eren şu anda Acıgöl’ün olduğu noktaya gelir. Tabi o zamanlar Acıgöl yokmuş ve onun yerine büyük bir dağ ve bu dağın eteklerinde küçük bir yerleşim yeri varmış.

Eren köylüden ekmek istemiş. Hangi kapıya gittiyse kovulmuş ve sadece kendisine 2 çocuklu bir gelin, köylüden gizlice ekmek vermiş, ağırlamış ibadet etmesi için olanak sağlamış.

Eren geline şöyle demiş. Kızım şimdi sen burayı terk et ve her ne olursa olsun arkana bakma diye sıkı sıkı tembihlemiş.

Gelinde bir çocuğunu sırtına almış diğerini de elinden tutmuş ve köyü terk etmiş.

Efsanevi taşın bulunduğu yere gelince arkasında oluşan gürültüyü merak ederek arkasına bakmış ve köyün bulunduğu dağın yerle bir olduğunu görmüş. Hemen önüne dönmüş ve önüne dönmesi ile birlikte kendisi de taşlaşmış.

Acıgöl ile ilgili en büyük efsane Akdeniz ile ilgili bağlantısının olması ve bu nedenle her dönem su seviyesinin aynı kalması.

Bu gölün efsanesi bizlere biraz da Sapanca Gölü efsanesini andırmaktadır. Ülkemize çeşitli göllerin ve bölgelerin kendilerine has efsaneleri vardır. Bu efsaneler biraz da turistik bölgeleri ilginçleştirmek adına yaratılan bir hikâyelerdir. Kimileri bu hikâyelere çok içten bir şekilde inanırken kimileri de sadece bir kurmaca olduğunu düşünmektedir.

Kim bilir, belki de gerçektirler…

Son olarak ta pek fazla kimsenin bilmediği şifa-i bir etkisi olduğunu da eklemek isterim. Suyun içinde bulunan mineraller, insan vücudunda sivilce, kaşıntı, yara ve benzeri rahatsızlıklara da iyi geliyor.

Saygılarımla…

Süleyman Efe KOCAZEYBEK