PAÜ, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu temel alan PAÜ Cinsiyet Eşitliği Planı’nı duyurdu. Bu plan çerçevesinde, Üniversitede, akademik ve idari personel ile öğrencilere yönelik cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığı arttırıcı çalışmalar yapılacak. PAÜ, topluma örnek olma sorumluluğunu, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da sürdürmeye devam edecek.
Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Kısaç’ın çağrısıyla toplanan PAÜ Cinsiyet Eşitliği Komisyonunca hazırlanan ve Ocak 2022’de PAÜ Senatosu tarafından onaylanan cinsiyet eşitliği planı ile PAÜ ulusal anlamda birçok üniversiteyi geride bıraktı.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KASUAM) ve PAÜ Eşitlik Komisyonu üyeleri, toplumsal cinsiyet eşitliği temel olarak bir toplumda kadın ve erkeklerin cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmadan eşit hak, fırsat ve olanaklara sahip olması gerekliliğine işaret eden PAÜ Cinsiyet Eşitliği Planı’nı dekanlar, meslek yüksekokul müdürleri; fakülte, meslek yüksekokul ve yüksekokulların akademik ve idari yöneticileri ile ilgililerin katıldığı toplantıda duyurdu.
PAÜ Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantı, KASUAM Müdürü Doç. Dr. Zeynep Meral Tanrıöğen’in konuşması ile başladı.
Doç. Dr. Tanrıöğen: “Bu planın 2022-2025 yılları arasında başarı elde edeceğini ön görüyoruz”
Doç. Dr. Zeynep Meral Tanrıöğen konuşmasında, KASUAM olarak 2022 yılı Ocak ayında PAÜ Senatosundan PAÜ Cinsiyet Eşitliği Planı’nın geçtiğini vurgulayarak, KASUAM’a verilen stratejik eylem planında, PAÜ’deki eğitici ve yöneticilerin farkındalıklarını arttırmak amaçlandığını ve cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasındaki farkları belirtti. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı örgütsel bir yapı oluşturmak istediklerini ifade eden Doç. Dr. Tanrıöğen, PAÜ Cinsiyet Eşitliği Planı’nda 2022-2025 arasında plandaki hedeflere ulaşılması amaçlanmakta olduğunu söyledi. Tanrıöğen, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarının farklı olduğunu cinsiyetin biyolojik özelliklerimizi kapsadığını ve bu özelliklerin bilimsel olgular olduğunu evrensel nitelik taşıdığını değişmediğini söylerken toplumsal cinsiyetin öğrenilmiş kişiden kişiye değişen basit varsayımlardan oluşan içinde tutarsızlık ve mantık hataları bulunan körlük yaratan özelliklere sahip olduğunu dolayısıyla kadın ve erkek rolleri üzerine düşünülmesi gerektiğini kadının istihdam edilmesi önündeki engellerin aşılabilmesi için günlük hayatta kullandığımız kalıp yargıların sorgulanması gerektiğini söyledi. Ayrımcılığın dil üzerinden yapıldığını dilin doğallaştırılan bunun için de sorgulanmayan bilinçdışı araçlar vasıtasıyla işleyen muazzam bir ön kabuller deposu olduğunu belirten Doç. Dr. Tanrıöğen, bir dile sahip olunduğu andan itibaren bu ön kabuller deposuna referans ile yaşandığını böylelikle düşünmeden söylenen birçok cinsiyetçi ifadelerle karşılaştığımızı söyledi. Doç. Dr. Tanrıöğen, kadın çalışmalarını içeren bir yüksek lisans programının ivedilikle açılmasının da iyi olacağını belirtti. Kampüste güvenli yaşamın sağlanması için cinsel istismar ve cinsel saldırı, taciz ve mobbing hakkında bilgilendirme, erişilebilir başvuru noktaları kurulması, iş yerinde cinsel ve cinsiyete dayalı taciz, mobbing ve iftira gibi konularda önleyici tedbirler alınması gerektiğini söyledi. BM’in “Bu sayı eşitlenene ve daha ileriye götürene kadar pozitif ayrımcılık yapın’’ sözünü hatırlatarak, PAÜ Cinsiyet Eşitliği Planı’nı buna göre hazırlandıklarının altını çizdi.
Doç. Dr. Ulutaş: “Toplumsal cinsiyet eşitliği sadece kadın hakları demek değildir"
Toplantıdan konuşma yapan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağla Ünlütürk Ulutaş personel alımlarında cinsiyet eşitliği konusunda bir sunum gerçekleştirdi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sadece kadın hakları olmadığının altını çizen Doç. Dr. Ulutaş “Böyle anlaşılmasının sebebi kadınların bu eşitsizlikte daha dezavantajlı durumda olmasından kaynaklanmaktadır. İşsiz olan bir erkeği erkekten saymamak gibi durumlar da erkekler üzerinde cinsiyet eşitsizliği var olduğunu göstermektedir. Bu yüzden hem kadın hem erkekler için eşitlikçi bir hayal kuruyoruz. Üniversite, toplumun önünde bir noktada bulunduğuna göre toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda yapılması gerekenler noktasında diğer kamu ve firmalara örnek olması gerekmektedir. Bunun yanında bazı meslekler cinsiyetlerle özdeşleşmiş durumda. Örneğin bir hemşire dediğimizde, bir inşaat mühendisi dediğimizde ya da bir okul öncesi öğretmeni dediğimizde kafamızda belli cinsiyetler beliriyor. Bu kalıpların yıkılması konusunda da üniversite öncü olmalıdır.” diye konuştu. Sözlerinin devamında PAÜ’de akademik ve idari kadrolardaki kadın ve erkeklerin oranını grafiklerle açıklayan Doç. Dr. Çağla Ünlütürk Ulutaş, idari kısımdaki bazı iş kollarında erkeklerin sayısının kadınlara oranla oldukça fazla olduğunu, bu noktada da dönüşüme ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Karadeniz: “Ortak işlerin paylaşılması, kadın istihdamını ve yönetim kademesindeki kadın sayısını arttırır"
Toplantıda konuşma yapan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Karadeniz, sözlerinin başında kadın ve erkeklerin yasalar önünde eşit olduğunu hatırlatırken fiilen bu eşitliğin sağlanabilmesi için yol alınması gerektiğine dikkat çekti. Çalışmanın bir insan hakkı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Karadeniz: “Bu plan neden önemli? Pek çok panelde pek çok kongrede bu konudaki bilimsel çalışmalar sunulacaktır. Ancak üniversiteler, topluma örnek olmalıdır. Araştırmalara göre; çalışan kadınlarda istihdam süresi 4,5 saat iken erkeklerde 6,5 saat, ancak hane halkı ve bakımında kadınlar 3,5 saat iken erkekler 46 dakika. İş ve dinlenmek dışında geçen günlük 24 saatlik zamanın 8 saatinde, hane halkı ile ilgilenme bakımı sadece kadın yaparsa 4 saat sürerken ortak yapılırsa 1,5 saatte bitirilebiliyor. Eğer ortak bu işleri kadın ve erkekler olarak paylaşırsak, kadın istidamı da artar, yönetim kademesindeki kadın sayısı da artar.” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Aktaş: “Cinsiyet eşitsizliği algısını kırmayı amaçlıyoruz”
Toplantıda konuşan İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eylin Aktaş, toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda sorunları değil çözümleri konuşuyor olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederken, bu planın değişim yaratacağına olan inancını paylaştı. Ayrımcı bir dilden arındırılmış kurum kültürü yaratmanın önemine değinen Doç. Dr. Aktaş: “Bu durum sadece belli kelimeleri kullanmamakla ilgili değildir. Daha çok algımızla ilgili bir durumdur. Kurum içi ve dışı tüm iletişim araçlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir dil kullanmayı amaçlıyoruz. Bir rehber hazırlamayı planlıyoruz. Tüm iletişim araçlarımızda toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı görsel ve dil kullanımından kaçınmayı amaçlıyoruz. Bunun yanında paydaşlarımızın da farkındalığını arttırıcı çalışmalar yapmayı planlamaktayız.” dedi.
PAÜ Cinsiyet Eşitliği Planı’nda amaçlar, maddeler halinde şu şekilde belirlendi:
Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir örgüt yapısı oluşturmak. Personel geliştirme işe alım ve seçim süreçlerinde cinsiyet eşitliğine dayalı uygulamalar yapmak. Üniversitede akademik, idari personel ve öğrencilere yönelik toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığın arttırılması için çalışmalar yapmak. Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim öğretim süreçlerini yürütmek. Kampüste güvenli yaşamın sağlanması için cinsel istismar ve cinsel saldırı, taciz ve mobbing hakkında bilgilendirme, erişilebilir başvuru noktaları ve diğer gereksinimlerin sağlanmasına ilişkin gereklilikleri karşılamak. Üniversite personelinin iş-yaşam dengesi konusunda çalışmalar yapmak. Üniversitenin kurum içi ve dışı iletişiminde kullanılan tüm araçlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir dil kullanmak için çalışmalar yürütmek. Toplumsal cinsiyet eşitliği duyarlılığına sahip mekân çeşitliliğini sağlayacak mimari program önerilerini geliştirmek. İzleme çalışmalarını yürütmek.