Acil durumlarda özel gereksinimli bireylere sunulacak acil müdahale hizmetleri ve kurtarma çalışmaları, yalnızca hizmetlerin ne olduğunu değil, bu hizmetlerin nasıl sunulacağını da içermelidir. Dünya’da son birkaç yıldır yaşanan afetlere ilişkin yayımlanan afet sonrası raporlara göre, mevcut planlar özel gereksinimli bireylerin gereksinimlerini karşılamak için yetersiz kalabilmektedir ve çoğu zaman bu bireyler afet ve acil durumlardan en olumsuz şekilde etkilenmektedir.

  Özel gereksinimli bireyler afet ve acil durum anlarında farklı düzeylerde güçlüklerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu güçlüklerin neler olabileceğinin afet öncesinde belirlenmesi, bu güçlüklerle baş etmek için kullanılacak stratejilerin ne olduğunun ve nasıl uygulanacağının planlanması, daha etkili ve eşitlikçi bir acil müdahale sağlanmasını kolaylaştıracaktır.

   Acil durum öncesinde, sırasında ve sonrasında sağlık hizmetlerin devamını sağlamak için sağlık hizmeti sunan gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde çalışmak oldukça önemlidir. Özellikle acil durum sağlık planlamasından sorumlu olan kişiler/kurumlar, acil durumlarda gerekli hizmetlerin sağlanması için plan geliştirme aşamasında bu topluluklara hizmet eden kuruluşlarla çalışmalıdır.

Özel gereksinimli bireylerin de dahil olduğu afet öncesi planlamaların beş temel stratejiyi içerecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir (Ringel ve diğ., 2009). Özel gereksinimli bireylerin özellikleri birbirlerinden farklı olmasına karşın, hazırlanacak afet öncesi planlamanın başarıya ulaşması için bu stratejilerin tümünü içermesi uygun olacaktır. Şimdi bu stratejilerin neler olduklarına gelin birlikte bakalım.

1. Özel gereksinimli bireylerin tanımlanması, numaralandırılması ve yerlerinin belirlenmesi: Afet ve acil durum anlarında kullanılacak acil durum planlamalarında planın kapsadığı bölgede yaşayan özel gereksinimli bireylerin belirlenmesi, numaralandırılması ve yer bilgilerinin oluşturulması önemlidir.

Numaralandırma hem bireyin bilgilerine hızlı ulaşma hem de hizmet sürekliliğini sağlama açısından önemlidir. Bir diğer tarafından yer belirleme işleminde ise; özel gereksinimli bireylerin yoğun olarak bulunduğu, ev, okul, hastane, bakım ve rehabilitasyon merkezi gibi alanlar haritada işaretlenebilir ya da coğrafi bilgi sistemi kayıtlarına dahil edilerek yerleri belirlenebilir.

2. Planlama aşamasında özel gereksinimli bireyin kendisinin de bulunması: Planlama paydaşları olarak özel gereksinimli bireylerin temsilcilerinin de sürece dahil edilmesi, özel gereksinimli bireylere yönelik acil durum planlamaları geliştirmek için önerilen önemli bir stratejidir.

3. Özel gereksinimli bireylere yönelik organizasyonlara katılım sağlama: Toplumunun genelinin özel gereksinimli bireyler için hazırlanan acil durum planlarına ve müdahale etkinliklerine katılımının teşvik edilmesi için çeşitli stratejiler kullanılabilir.

Özel gereksinimli bireylerle aynı çevrede (örneğin, bina, site, sokak, köy, vb.) yaşayan insanlar (örneğin arkadaşlarını, komşularını, akrabalarını vb.) için olası bir afet durumunda yardımcı olmalarını özendirici mesajlar hazırlayın.

Özel gereksinimli bireylere hizmet sunan kişilere (örneğin, fizyoterapist, evde bakım personeli vb), insanların afet ve acil durumlarda özel gereksinimli bireylere yardımcı olmaları için yapılacak bilgilendirme çalışmalarına yardım etmeleri konusunda teşvik edin

Özel gereksinimli bireylere yönelik sivil toplum kuruluşlarıyla eşgüdümlü çalışmalar yapın.

4. Acil durum planları ve müdahale süreçlerinde ilgili kuruluşlarla koordinasyon sağlama: Acil durum planlamasında özel gereksinimli bireyler ve STK’larla çalışmanın yanı sıra, özel gereksinimli bireylere hizmet sunan resmi (örneğin; hastane, bakım evi, okul) kurumlar ve özel kuruluşlarla da (örneğin; evde bakım hizmetleri, fizyoterapi merkezleri) işbirliği yapmak önemlidir.

5. Acil durum planlamasının bir parçası olarak özel gereksinimli bireylerin oluşturduğu örgütleri daha dirençli olmaları konusunda destekleme: Afet durumlarında hızlı şekilde toparlanabilme ve toplumun direncini arttırabilme halk sağlığına ilişkin acil durum planlamalarının temel taşlarından biridir.

Afet ve acil durumlarda özel gereksinimli bireylere ilişkin kriz yönetimi ile ilgili uluslararası deneyimlere bakacak olursak:

ABD’de özel gereksinimli bireylere ve afet durumlarına ilişkin yapılan araştırma sonuçları, dünyanın afet görülme sıklığı en fazla bölgelerinden birinde, nüfusun yaklaşık %90’ının afet yönetimi ve risk azaltma süreçlerine katılmadıklarını belirtmektedir.

Asya’da 2000-2012 yılları arasında ölüme neden olan yaklaşık 2,620 afet meydana gelmiştir. Bu afetlerde 1,3 milyon kişi hayatını kaybetmiş ve 2,5 milyar kişi yaralanmıştır. Ekonomik kayıpları ise 704,2 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir. Ancak yaşanan afetler sırasında hayatını kaybeden veya kaybolan özel gereksinimli birey sayısına ilişkin herhangi bir bilgi olmamakla beraber, yerel hükümetlerin bu yönde bir çabası da görülmemektedir.

Avrupa ülkelerine afet ve acil durum planlaması açısından bakıldığında olası bir afet öncesinde yapılması gereken eylemlerin neler olduğu ve nasıl yapılacağı konusunda net açıklamalar ve teknik bilgiler, toplumların çoğunlukla hizmet aldığı kuruluşlara verildiği görülmektedir.

Afrika ülkelerinde yaşanan afetlerden elde edilen deneyimler; bu ülkelerde herhangi bir acil durum yönetim sisteminin bulunmadığını, hatta metropol bölgeler dışında kurtarma ve acil müdahale hizmeti sunulmadığını, tahliye uygulamalarının araç ve planlama eksikliğinden dolayı tam olarak sürdürülemediğini göstermektedir. Özel gereksinimli bireylere ilişkin bir planlama bulunmamaktadır.

Son olarak sizlerle Tohum Otizm Vakfı’nın youtube kanalında  Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar’ın ‘Afet ve Acil Durumlar Sonrası Özel Gereksinimli Bireyler ve Ailelerine Yaklaşım’ adlı webinarını izlemenizi tavsiye ediyorum.

Özel Eğitim Öğretmeni