Haf sonu Şehir dışına çıkmış, dostlarla güzel iki gün geçirmiş ve moral depolayarak dönmüştüm evime. Pazartesi her zaman gittiğim eflatun sokaktaki kahvede dostlarla sohbet ederken bir arkadaşım ‘’Yazılarını takip ediyor ve okuyoruz’’ dedi. Nasıl beğeniyor musunuz dedim? ‘’Beğenmesek okur muyuz? Güzel yazıyorsun da’’ Eeeee, ee girdimi işin içine bir sorun var demektir ‘’Esi işte şu KPSS sorularının çalınmasını neden yazmıyorsun, dindarız, dindar nesil yetiştireceğiz, hak, hukuk yemeyeceğiz deyip bunları yapıyorlar ve vicdanları hiç sızlamıyor, bu insanların hakkını öbür dünyada nasıl verecekler?’’ dedi. Ne diyeyim! Hiç beklemediğim yerden yani ek yerimden vurdu beni, bildiğim en ağdalı küfrü edip Bunun neyini yazayım ben! Dünyada bundan daha aşağılık bir şey olabilir mi? dedim. Sinirlerim zıplamış moralim eksi 1,500 olmuştu. Tartışma uzayıp ağzımdan istemediğim bir söz çıkma ve dostlarımı kırma ihtimalimi göz önüne alarak seslenmeden kalktım ortamdan.

            Arkadaşım haklı, haklı da bu durumda ne yapılabilir? Ne denebilir? Bilmiyorum. Ne denirse denilsin hepsi boştur. Bir aile düşünün tüm varını yoğunu evlatları için harcıyor. Yemiyor yediriyor, giymiyor giydiriyor çocukları için her türlü fedakârlığı yapıp onu Üniversitede okutuyor, onun için hayaller kuruyorlar. O çocuk akranları gibi gezip tozmayıp tüm zamanını gecesini gündüzünü KPSS ye hazırlanarak geçiriyor ve sınava giriyor fakat birileri soruları çalıp bir yerlere veriyor. Onlar çalışmadan ter akıtmadan haksız bir şekilde kamu kurumlarına yerleşiyor ve hayatlarını kurtarıyorlar. Şimdi bu ailenin ve bu çocuğun durumunu düşünün. Yeryüzünde veya kâinatta bu hırsızlığı örtebilecek bir örtü var mıdır? Bu ailenin ve çocuğun geleceğinin çalınmasına hangi din? Hangi öğreti? Hangi yasa? Ya da kim onay verebilir bilemiyorum. O halde bu ‘’dindarız, dindar nesil yetiştireceğiz’’ meselesi bir safsatadan ibaret değil mi? Dindarız diyenleri ve cennetten yer beğenenlerin dünyadaki insanlık ve refah sıralamalarındaki yerlerini tüm dünya görüyor, bizlerde görüyoruz. Şunu belirtmek zorundayım Dindar insan = İyi insan denklemi yanlış bir denklemdir bana göre, şimdiye kadar hep bu denklemle aldattılar bizleri, dindar, alnı secdeye geliyor, haram yemez, hakka hukuka riayet eder dediler, kimse AHLAK’ı sormayı akıl edemedi. Ahlaklı insan = İyi ve dindar bir insan doğru bir denklemdir. Resmi bir dinleri ve kendilerine gönderilmiş bir kitapları olmayan uzak doğu devletlerinden Japonya’nın en ahlaklı ve dürüst milletlerin başında geldiği bir gerçek değil midir?

            Biz bu filmi daha önce görmedik mi? . Bunun acılarını toplum olarak hep birlikte çekmedik mi? Hala önlem alınmaması bu duruma göz yumulması manidar değil mi? İşin başındaki adamı görevden alıp soruşturma açarak sınavı tekrar etmek sorunu çözebilecek mi? Sınava giren bir tanıdığımın kızı saatlerce ağlamış, ailesi nasıl teskin edeceklerini bilememişler. Bu çocukların akan gözyaşlarının vebali nasıl ödenebilir?

            Tarihten ders almamak ne kadar acı bir durum!Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemeye delilik demiş Albert Einstein. Başka ne desin adam!

            2014 yılında Suriye de Esad’ın orduları tarafından bombalanan bir kasabada yaralanan 3 yaşında bir çocuk vardı, hatırlar mısınız? Şöyle demişti acılar içinde o yıkıntıların altında, her tarafı toz toprak ve yara bere içinde, yürekleri dağlayan insanlığın beyinlerine kazınması gereken o sözü söylemişti GİDİNCE HER ŞEYİ ALLAHA BİR BİR ANLATACAĞIM.

            İnsanların geleceğini ve umutlarını çalmak! Bence yeryüzünde bundan daha aşağılık bir hırsızlık görülmemiştir. Elimden bunları yazmak dışında bir şey gelmiyor maalesef, çok üzgünüm, keşke gelseydi. Bu dünyada yaptıklarının cezasını görmeyebilirler belki fakat Şundan son derece eminim ki! Öbür tarafa gittiğimde bu yapılanları Allaha bir bir söyleyeceğimi, onlardan davacı olacağımı ve cezalandırılmalarını isteyeceğimden emin olabilirsiniz. 

Ceşen Yeniden TASKK Yönetiminde Ceşen Yeniden TASKK Yönetiminde